28 Mayıs 2007 Pazartesi

Oyunlarim Vardi:((

Şanslı çocuklardanım. Beni seven annem ve babam vardı. Dışarda oyun oynama devriydi
o zaman. Sokağımızdan arkadaşlarımla hava kararana kadar oynar eğlenirdik. Hatta
eğlenceyi kaçırmamak için çatlayana kadar tuvaletimi tutardım çoğu kez. Tebeşirle
betona çizer sek sek oynardık. Mermer taşları üst üste dizerek kuka adlı oyunuda
icra ederdik. Misketlerim vardı. Kemik olanlar en değerlileriydi. Kazanırdımda
sürekli. Parmağımla gazoz kapağına vurarak yerdeki yılan deseninden çıkarmadan
sürümeye çalışırdık. Tahta kılıçlarımız vardı ve ben hep savaşçı prens olurdum.
Yolda bulduğumuz kedileri, kuşları yakalar beslerdik. Topla oynanan oyunlarımızda
vardı. Yakar top ve istop. Bahçelerde çadır inşaa eder kalırdık. Çatapat, mantar,
kızkovalayan, fişek alır onları patlatır acayip heyecan duyardık. Ve şimdi bakıyorum
ne zaman büyüdüm ve büyüdük? Ne zaman oyunlardan ve arkadaşlarımdan koptum?
Şanslı bir çocuktum her çocuk gibi. Sadece eğlence ve paylaşımın tadında eğlenerek
ve arkadaşlık kurarak geçti. İki yüzlülük, maskeler, kompleksler, ardniyetler
bilmezdik o zamanki küçükler, şimdiki büyükler.

0 yorum: