15 Nisan 2007 Pazar

dory

xTRO
Son Ziyaretiniz: Dun Saat 17:47 gerçekleşmiştir
Ozel Mesajlarınız: 0 Okunmamış, Toplam 0.

dory

xTRO
Son Ziyaretiniz: Dun Saat 17:47 gerçekleşmiştir
Ozel Mesajlarınız: 0 Okunmamış, Toplam 0.

trafik

xTRO
Son Ziyaretiniz: Dun Saat 17:47 gerçekleşmiştir
Ozel Mesajlarınız: 0 Okunmamış, Toplam 0.

itiraff

xTRO
Son Ziyaretiniz: Dun Saat 17:47 gerçekleşmiştir
Ozel Mesajlarınız: 0 Okunmamış, Toplam 0.

yeah

xTRO
Son Ziyaretiniz: Dun Saat 17:47 gerçekleşmiştir
Ozel Mesajlarınız: 0 Okunmamış, Toplam 0.

Turkish Psycho:Bir Tuketim Toplumu Elestirisini Nasil Tuketebilirim?

Saat: 07:05. Uyaniyorum.

Daha dogrusu annemin yogun cabalari sonucu yari uyanik hale geliyorum.

Bunu basarmamla birlikte 07:15 oluyor. (saat ozellikle 07:05'e ayarli,
07:00'a degil. 5 dakika daha fazla "uyumam" kendi hayatim uzerinde 5 dakika
daha fazla soz sahibi olmam demek.)

Banyo. Dis fircalama. (Batemanvari* soyleyiste 'Colgate Total'i de eklemek
gerekirdi -pratik ve hijyenik dik tup.) Icimden kufur ediyorum. Herkese; ve
kendime de bu arada.

Yuzumu bakterilere karsi etkili sabunla yikiyorum. Geldik en keyifli kisima:
"extra strong multivitaminli, alkolsuz joleyle saca sekil verme" isi.
(Kesinlikle gunun o saatinde yapmak istedigim ilk 100 sey listesinde yer
almadigini belirtmeme gerek var mi bilmiyorum.) Elimi kavanoza daldirip epey
bir jole aldiktan sonra sacima goturuyorum. Dik dik mi olsun geriye mi
yatirsam. Olmadi yatmiyor lanet sac. Su ile islatiyorum. Biraz daha jole. 10
dakika kaybedilmistir. Servise gec kalma olasiligi belirgin bicimde
artmaktadir. Sac bu haliyle bi' boka benzemedi ama idare eder.

Panik icinde giris karti ve cuzdan ve cekmece anahtari aranir. Bunlar
olmadan kendini de goturme daha iyi. O siralar okumakta oldugum kitabi alip
posete koyduktan sonra kapiyi carpip cikiyorum. Poset, kitabi yagmurdan
filan korumak icin (uzerinde D&R yaziyor.)

Bakkalin onunden gecerken selam veriyorum. Servise yetismek icin acele
edisimden keyiflenmis gibi. Hakli. Disaridan bakilinca cok komik bir gorunum
sergiledigim kesin. Servis geliyor. Yagmur saclarimi islatmis. Olsun, cok
fazla jole surmustuk zaten. (En azindan Bateman kadar hassas degilim bu
konularda.)

Servis halkina kisik sesli bir gunayd.... Genelde ayni ses tonunda yanit
alinir. Eger arkadaslardan biri o gun manik modda degilse tabii. Posetlenmis
kitap serviste okumak icindir ama ya konsantre olunamaz ya da uyku bastirir.
(Uyku haftanin son gunleri iyice bastirir; Persembe, Cuma poset alinmaz.)
Yine de 20 sayfa gibi rekorlara erisitigim zamanlar olmustur.

Serviste sabah muhabbeti pek olmaz; sinirler gergin, uyku nobettedir.
Saat:08:30. Isyerine gelinir.Yine disaridan bakilinca oldukca komik gelen
atmosfer icerisindeyimdir. Guvenlik taramasindan gecmeden once siraya
girilir. Ben, o makinanin (adi aklima gelmiyor ama rontgen cihazi gibi bir
sey) onunde vakit kaybetmemek icin poseti acar, kitabin sayfalarini guvenlik
gorevlisine gosterir, hizla gecerim. (Bu anlarda askerdeyken inzibatlarin
yaptigi kitap kontrolleri gelir aklima. Bateman askere gitmemisti. Gitseydi
yakayi ele verirdi kesin.)

Kahvalti: kusma istegini bastirarak birseyler yemeye calisma. Bazen kusma
istegi baskin gelir, tabagimdakinin tamamini yemeden ayrilirim. Kafede
kulagima takilanlar yuksek ihtimalle dun aksamki macla, yoneticilerle ya da
saca fon yaptirma ile ilgilidir. "Bu kente yalnizlik coktugu zaman uykusunda
bir kus olur ecelsiz."

Work, sweet work. Isim telefonla. Once telefona sifremi ve -ne diyor-
'author code'umu giriyorum. Telefonun markasi Ericsson. Konferans olayi
guzel. 10 degisik melodisi var. Hewlett Packard bilgisayara sifremi girerim.
Log-in olduktan sonra kullandigimiz esas program icin bi sifre daha. Sonra
yazisma ortami icin bi sifre daha: z,o,m,b,i, ve e harflerini giriyorum.
Kahretsin. Capslock'a basmayi unutmusum.Tamam bi Cranberries manyagi oldugum
da dogru ama bu ifade ruh halimi gercekten yansitiyor.

Masaustunde her zamanki gibi bir Kubrick filmi afisi. Bi' ozelligi mi var?
Hayir. Sirf is olsun diye yapmis olmam kuvvetle muhtemel. Aslinda Planet of
the Apes'in afisi daha iyi olur. Bi ara imdb.com'dan bisiler indiririz. Saat
09.00.00 olana kadar bekliyorum. Bir saniye once degil. Saat 18:00:00 a
kadar 'stand by' moduna gececegim icin; kusura bakmayin. Gun boyu onlarca
tanimadigim insana hitaben gunaydin, iyi gunler, iyi aksamlar diye baslayan
cumleler kuruyorum. Ben kurmuyorum aslinda agzimdan otomatik olarak cikiyor
cumleler. Oylesine otomatik ki bazen makine hatasi oluyor: gun ortasinda
gunaydin; sabah sabah iyi aksamlar diyorum.

Molalari dusersek her gun tam 465 dakika boyunca bu tanimadigim insanlarla
yaptiklari alisverisler, bu alisverisler icin odedikleri faiz, vs.vs.
hakkinda konusuyoruz. Bu konusmalar suresince raporlarim tutuluyor.
Raporlarda telefonda olmadigim sure icin unavailable kavrami kullaniliyor.
Oysa ben 9 saat boyunca bir an bile 'available degilim' ki...

Bilgisayar ekranindan da olsa Bateman'dan fazla marka goruyorum. Platin
American Express'im yok. Hatta Amex'im bile yok. (Basvururdum belki ama
fazla yerde gecmiyor. Belki de Advantage almaliyim. Taksit olayi iyi. Simdi
al cok sonra ode.) Fonda Oasis caliyor: "And all the roads we have to walk
along are winding"...

Saat 18:00:00: Yes! I am sure, "I definitely want to disconnect" bilmemne!
Bilgisayar beni aptal yerine koymakta israrli. Her eylemimin ardindan emin
olup olmadigimi soruyor. Bilgisayarin paranoyaklastigini dusunuyorum.

Eve giderim. Eve gitmeden once bi magazaya ugrarim. Belki Visa classic'imle
birseyler alirim. Belki si..igimin bi kazagi. (Ne yaparsin Bateman, sansur
olmasa bile otosansur var.) Bi gomlek ya da bir mutfak robotu. Ne
farki/onemi var. Slipi imzaliyoum. Kendime guvenim yerine geliyor. Imzam her
yerde para demek. Ben onemliyim. Ben de sistemin bir parcasiyim. Ben 16
haneli bir sayiyim. Ve Sting: "I'll sell the stock, we'll spend all the
money".

Eee ne diyorduk. Eve giderim tras olurum. Bi yerlerimi keserim muhtemelen.
Eskiden kan tutardi beni, artik onemsemiyorum. Yoksa Bateman, yoo yoo. Sonra
banyo, yemek. Ardindan Efes "sek"! Biraz da sanal �lemde geziniriz ha?.. Cd
now'dan bir Cat Stevens cd'si ismarlariz belki. Ya da amazon.com'dan bir
kitap. Bir suru kitap aliyorum. Hepsini okumaya omrumun yetmeyecegini
biliyorum. Olsun, tatmin oluyorum. En azindan bir sure icin. Winamp'ta
ardarda 18 kere "Losing my religion" caliyor.

Ne yazik ki Bateman; "Ayse Ozgun Sov" iste oldugum bir saatte yayinlaniyor.
Gerci videoya kaydetmem mumkun. Ama ne yaparsin izleyecek pek vakit yok.
Onun yerine ara sira "A Takimi"ni izliyorum. En sevdigim konular: "Sanatci
diye kime denir; ve Konservatuar'li olmadan sarki soylemek mumkun mudur?" Bu
konuda derin bir arastirma yapmayi dusunuyorum. Biraz Asik Mahzun�
dinliyorum.

Uyumadan once, yedi cetlerine rahmet okudugum yetkililer elektrikleri
kesmezse aldigim kitaplardan birini okurum belki, ya da erkenden uyurum. Ne
de olsa dengeli uyku iste verimliligimi artiriyor. Gece boyunca 'screen
saver'lar geciyor gozlerimin onunden. (Pek uyudugum soylenemez ya uyur ve
ruya gorursem bunun Naziler'le ilgili bir ruya olma olasiligi yuksektir.)

Gunler gunleri kovalar. Dunyaya cetele tutmak ve volta atmak icin gelmis
biri oldugunuzdan hep rahatsizsinizdir, surekli uyanik, bir o kadar da her
an shut down durumuna gecmeye hazir. Fonda: "Show must go on" calmaktadir...

Okumamis olanlar icin: Patrick Bateman, Amerikan Sapigi adli romanin bas
karakteri. (Bret Easton Ellis -OM) "SIDDET"le tavsiye edilir


BU BIY ALINTIDIY....

Turkish Psycho:Bir Tuketim Toplumu Elestirisini Nasil Tuketebilirim?

Saat: 07:05. Uyaniyorum.

Daha dogrusu annemin yogun cabalari sonucu yari uyanik hale geliyorum.

Bunu basarmamla birlikte 07:15 oluyor. (saat ozellikle 07:05'e ayarli,
07:00'a degil. 5 dakika daha fazla "uyumam" kendi hayatim uzerinde 5 dakika
daha fazla soz sahibi olmam demek.)

Banyo. Dis fircalama. (Batemanvari* soyleyiste 'Colgate Total'i de eklemek
gerekirdi -pratik ve hijyenik dik tup.) Icimden kufur ediyorum. Herkese; ve
kendime de bu arada.

Yuzumu bakterilere karsi etkili sabunla yikiyorum. Geldik en keyifli kisima:
"extra strong multivitaminli, alkolsuz joleyle saca sekil verme" isi.
(Kesinlikle gunun o saatinde yapmak istedigim ilk 100 sey listesinde yer
almadigini belirtmeme gerek var mi bilmiyorum.) Elimi kavanoza daldirip epey
bir jole aldiktan sonra sacima goturuyorum. Dik dik mi olsun geriye mi
yatirsam. Olmadi yatmiyor lanet sac. Su ile islatiyorum. Biraz daha jole. 10
dakika kaybedilmistir. Servise gec kalma olasiligi belirgin bicimde
artmaktadir. Sac bu haliyle bi' boka benzemedi ama idare eder.

Panik icinde giris karti ve cuzdan ve cekmece anahtari aranir. Bunlar
olmadan kendini de goturme daha iyi. O siralar okumakta oldugum kitabi alip
posete koyduktan sonra kapiyi carpip cikiyorum. Poset, kitabi yagmurdan
filan korumak icin (uzerinde D&R yaziyor.)

Bakkalin onunden gecerken selam veriyorum. Servise yetismek icin acele
edisimden keyiflenmis gibi. Hakli. Disaridan bakilinca cok komik bir gorunum
sergiledigim kesin. Servis geliyor. Yagmur saclarimi islatmis. Olsun, cok
fazla jole surmustuk zaten. (En azindan Bateman kadar hassas degilim bu
konularda.)

Servis halkina kisik sesli bir gunayd.... Genelde ayni ses tonunda yanit
alinir. Eger arkadaslardan biri o gun manik modda degilse tabii. Posetlenmis
kitap serviste okumak icindir ama ya konsantre olunamaz ya da uyku bastirir.
(Uyku haftanin son gunleri iyice bastirir; Persembe, Cuma poset alinmaz.)
Yine de 20 sayfa gibi rekorlara erisitigim zamanlar olmustur.

Serviste sabah muhabbeti pek olmaz; sinirler gergin, uyku nobettedir.
Saat:08:30. Isyerine gelinir.Yine disaridan bakilinca oldukca komik gelen
atmosfer icerisindeyimdir. Guvenlik taramasindan gecmeden once siraya
girilir. Ben, o makinanin (adi aklima gelmiyor ama rontgen cihazi gibi bir
sey) onunde vakit kaybetmemek icin poseti acar, kitabin sayfalarini guvenlik
gorevlisine gosterir, hizla gecerim. (Bu anlarda askerdeyken inzibatlarin
yaptigi kitap kontrolleri gelir aklima. Bateman askere gitmemisti. Gitseydi
yakayi ele verirdi kesin.)

Kahvalti: kusma istegini bastirarak birseyler yemeye calisma. Bazen kusma
istegi baskin gelir, tabagimdakinin tamamini yemeden ayrilirim. Kafede
kulagima takilanlar yuksek ihtimalle dun aksamki macla, yoneticilerle ya da
saca fon yaptirma ile ilgilidir. "Bu kente yalnizlik coktugu zaman uykusunda
bir kus olur ecelsiz."

Work, sweet work. Isim telefonla. Once telefona sifremi ve -ne diyor-
'author code'umu giriyorum. Telefonun markasi Ericsson. Konferans olayi
guzel. 10 degisik melodisi var. Hewlett Packard bilgisayara sifremi girerim.
Log-in olduktan sonra kullandigimiz esas program icin bi sifre daha. Sonra
yazisma ortami icin bi sifre daha: z,o,m,b,i, ve e harflerini giriyorum.
Kahretsin. Capslock'a basmayi unutmusum.Tamam bi Cranberries manyagi oldugum
da dogru ama bu ifade ruh halimi gercekten yansitiyor.

Masaustunde her zamanki gibi bir Kubrick filmi afisi. Bi' ozelligi mi var?
Hayir. Sirf is olsun diye yapmis olmam kuvvetle muhtemel. Aslinda Planet of
the Apes'in afisi daha iyi olur. Bi ara imdb.com'dan bisiler indiririz. Saat
09.00.00 olana kadar bekliyorum. Bir saniye once degil. Saat 18:00:00 a
kadar 'stand by' moduna gececegim icin; kusura bakmayin. Gun boyu onlarca
tanimadigim insana hitaben gunaydin, iyi gunler, iyi aksamlar diye baslayan
cumleler kuruyorum. Ben kurmuyorum aslinda agzimdan otomatik olarak cikiyor
cumleler. Oylesine otomatik ki bazen makine hatasi oluyor: gun ortasinda
gunaydin; sabah sabah iyi aksamlar diyorum.

Molalari dusersek her gun tam 465 dakika boyunca bu tanimadigim insanlarla
yaptiklari alisverisler, bu alisverisler icin odedikleri faiz, vs.vs.
hakkinda konusuyoruz. Bu konusmalar suresince raporlarim tutuluyor.
Raporlarda telefonda olmadigim sure icin unavailable kavrami kullaniliyor.
Oysa ben 9 saat boyunca bir an bile 'available degilim' ki...

Bilgisayar ekranindan da olsa Bateman'dan fazla marka goruyorum. Platin
American Express'im yok. Hatta Amex'im bile yok. (Basvururdum belki ama
fazla yerde gecmiyor. Belki de Advantage almaliyim. Taksit olayi iyi. Simdi
al cok sonra ode.) Fonda Oasis caliyor: "And all the roads we have to walk
along are winding"...

Saat 18:00:00: Yes! I am sure, "I definitely want to disconnect" bilmemne!
Bilgisayar beni aptal yerine koymakta israrli. Her eylemimin ardindan emin
olup olmadigimi soruyor. Bilgisayarin paranoyaklastigini dusunuyorum.

Eve giderim. Eve gitmeden once bi magazaya ugrarim. Belki Visa classic'imle
birseyler alirim. Belki si..igimin bi kazagi. (Ne yaparsin Bateman, sansur
olmasa bile otosansur var.) Bi gomlek ya da bir mutfak robotu. Ne
farki/onemi var. Slipi imzaliyoum. Kendime guvenim yerine geliyor. Imzam her
yerde para demek. Ben onemliyim. Ben de sistemin bir parcasiyim. Ben 16
haneli bir sayiyim. Ve Sting: "I'll sell the stock, we'll spend all the
money".

Eee ne diyorduk. Eve giderim tras olurum. Bi yerlerimi keserim muhtemelen.
Eskiden kan tutardi beni, artik onemsemiyorum. Yoksa Bateman, yoo yoo. Sonra
banyo, yemek. Ardindan Efes "sek"! Biraz da sanal �lemde geziniriz ha?.. Cd
now'dan bir Cat Stevens cd'si ismarlariz belki. Ya da amazon.com'dan bir
kitap. Bir suru kitap aliyorum. Hepsini okumaya omrumun yetmeyecegini
biliyorum. Olsun, tatmin oluyorum. En azindan bir sure icin. Winamp'ta
ardarda 18 kere "Losing my religion" caliyor.

Ne yazik ki Bateman; "Ayse Ozgun Sov" iste oldugum bir saatte yayinlaniyor.
Gerci videoya kaydetmem mumkun. Ama ne yaparsin izleyecek pek vakit yok.
Onun yerine ara sira "A Takimi"ni izliyorum. En sevdigim konular: "Sanatci
diye kime denir; ve Konservatuar'li olmadan sarki soylemek mumkun mudur?" Bu
konuda derin bir arastirma yapmayi dusunuyorum. Biraz Asik Mahzun�
dinliyorum.

Uyumadan once, yedi cetlerine rahmet okudugum yetkililer elektrikleri
kesmezse aldigim kitaplardan birini okurum belki, ya da erkenden uyurum. Ne
de olsa dengeli uyku iste verimliligimi artiriyor. Gece boyunca 'screen
saver'lar geciyor gozlerimin onunden. (Pek uyudugum soylenemez ya uyur ve
ruya gorursem bunun Naziler'le ilgili bir ruya olma olasiligi yuksektir.)

Gunler gunleri kovalar. Dunyaya cetele tutmak ve volta atmak icin gelmis
biri oldugunuzdan hep rahatsizsinizdir, surekli uyanik, bir o kadar da her
an shut down durumuna gecmeye hazir. Fonda: "Show must go on" calmaktadir...

Okumamis olanlar icin: Patrick Bateman, Amerikan Sapigi adli romanin bas
karakteri. (Bret Easton Ellis -OM) "SIDDET"le tavsiye edilir


BU BIY ALINTIDIY....

Swett_mincir Oyle DedIII

BU YAZIYI SWETT_MINCIRIN YAZISINDAN KOPLADIM VE BENDEN EN BASTA YAYAMAZ KAYIMCA SWETT_MINCIR DORY CONOMAN VE IREM_SHINODA OLMAK UZERE TUM HOSSOHBETTEKI AYKADASLAYA....


------------------------------------
Savasin en kanli gunlerinden biriydi. Asker en iyi arkadasinin az ileride, kanlar icinde yere dustugunu gordu. insanin basini bir saniye siperden cikaramayacagi gibi bir ates altindaydilar. Asker tegmenine kostu hemen: - Komutanim, bir kosu arkadasimi alip geleyim mi? "Delirdin mi?" der gibi bakti tegmen... - Gitmege degmez oglum, arkadasin delik desik olmus. Buyuk olasilikla olmustur bile. Kendi hayatini da tehlikeye atma sakin! Ama asker o kadar israr etti ki, tegmen izin vermek zorunda kaldi. - Peki, dene bakalim! Asker yogun ates altinda firladi siperden ve mucize eseri, arkadasinin yanina kadar gitti, yarali arkadasini sirtlandigi gibi tasidi. Birlikte siperin icine yuvarlandilar. Tegmen kosup yaraliya bir goz atti ve nefes nefese bir kenara yikilmis askere dondu: - Sana hayatini tehlikeye atmaya degmez, dememis miydim! Bu zaten olmus... - Degdi Komutanim, degdi! dedi asker. - Nasil degdi, arkadasin zaten olmus, gorrmuyor musun? - Gene de degdi komutanim, cunku yanina vardigimda henuz yasiyordu... Ve onun son sozlerini duymak, dunyalara bedeldi benim icin... Ve, hickirarak, arkadasinin son sozlerini tekrarladi: Gelecegini biliyordum!" GELECEGINI BILIYORDUM!

Kalbimizde "arkadaslik" denilen bir mucize var. Nasil oldugunu, nasil basladigini bilemezsiniz. Ama bunun ozel bir armagan oldugunu, Allah'in bir lutfu oldugunu bilirsiniz. Gercekten de arkadaslar nadide mucevherlerdir. Yuzunuzu guldurup, basarmaniz icin cesaret verirler. Bugun arkadaslariniza, onlarla ne kadar ilgilendiginizi gosterin. Bu yaziyi arkadas olarak gordugunuz herkese gonderin. Size gonderen dahil...

Birinin itirafi

cocukken her gece tanriya yalvardim
bana bir bisiklet ver diye
ama vermedi
sonra tanrinin nasil calistigini ogrendim
ve ilk bisikletimi caldim
sonra her gece
tanriya beni affetmesi icin yalvardim
Tanri affedicidir

yeter!

biktim.. sikildim..


...

BIr Hayat Yetmez....

Bazi insanlara bir hayat yetmez. Yasadiklan zaman dilimi icinde hayat baska
pencerelerden seyretme ihtiyaci onlari
maceradan maceraya savunur.

Boyleleri icin en buyuk tehlike "basariya ulasmak� tir.
Cunku basari insani zehirler, uyusturur, hareketsiz kilar; yaraticiligini,
heyecan ve mizah duygusunu oldurur.

Tanri bizi boyle basarilardan korusun!

Dusunun ki gencliginizde bir is tutturdunuz. Bu is size para kazandirdi,
rahat bir hayata kavustunuz;
iyi bir evde oturuyor, guzel lokantalarda yemek yiyebiliyor ve tatil
yapabiliyorsunuz.

Yediniz, ictiniz, gezdiniz, tozdunuz.

Peki sonra?

Sonrasi koca bir bosluk, bir sikinti, bir hiclik duygusu.

Bunu en iyi anlamis olanlardan birisi oyun yazan Tennessee Williams'ti.

Bu harika adam "Glass Menagerie" adli oyununun basari kazanmasi uzerine
buyuk bir sinir krizi gecirdi.

Soyle anlatiyordu: "Bu basaridan once yasadigim hayat dayaniklilik
gerektiren, disle tirnakla didinmeyi
sart kosan bir hayat tarziydi ama iyi bir hayatti. Cunku insan organizmasi
boyle bir hayat icin yaratilmistir.
Bu durum kaybolana kadar fark etmemistim. Oturdum, kendime baktim ve birden
depresyona girdim."

Williams sinir krizi gecirdikten sonra daha basarili bir eseri olan Ihtiras
Tramvayi'ni yazdi.

Bu "Seytan azapta gerek!" durumunu Dostoyevski de cok yasadi. Bir romanin
basari ve para kazanmasi uzerine kumarhanelere
gider ve butun parasini kaybederek yeni bir roman yazma zorunlulugu ile
karsi karsiya kalirdi.

Pablo Picasso durmadan resim tarzini degistirir ve kendisine un-para
saglayan bir tarzin konforunu terk ederek yeni riskleri goze alirdi.

Rahat bir hayati olan muhasebeci Gauguin bu yuzden evini, karisini,
cocuklarini terk edip sonu
Tahiti'de frengiden olumle bitecek bir maceraya atilmisti.

***

Bu duygular elbette karni doymus insanlar icin gecerli.

Aclik ve gecim sikintisi bunlarin hicbirine yer birakmaz.

Ayrica belki biraz da sanatcilar bu delilikleri goze aliyorlar.

Cunku yasadiktan hayata disandan bakabiliyor ve kendilerini bir roman
kahramani olarak goruyorlar.

O zaman da icinde bulunduklari guvence ve basari ortami onlara son derece
yavan, tatsiz tuzsuz ve siradan geliyor.

Bu dunyadaki konukluk sureleri bitmeden, firtinali denizlerin tuzunu
hissetmek ve diger insanlarin "delilik" diye niteleyecegi
maceralara atilmak istiyorlar.

Cunku sonunda sohretten de bikilir, basaridan da.

Unlu olmaniz, artik kendinizi sinamayacaginiz anlamina geliyor; yani olum
gibi bir sey.

Bu yuzden bir gokdelenin tepesinde asagi atlamak istegi duyan bir adam gibi,
kendinizi durmadan yeni risklere firlatmak istiyorsunuz.

Hayati cogaltmak ancak soyle mumkun oluyor.

Sonunda Neruda gibi, "yasadiginizi itiraf etme" noktasina geliyorsunuz.

ALINTIDIY

HoS..Ca..kal.....................

Su anda dusuncelerim ve bedenim o kadar yorgun ki... Ve o kadar agir geliyor ki
yuregim yuregime. Ya o tasiyamayacak yukumu benim, yada ben dayanamayip birakacagim
bedenimden... Sonunun nereye kadar surecegini bilmedigim bir yolu basindayim belki
ama, sonunu da hic merak etmiyorum...Sonu olmayan yollar benim harcim degil
aslinda...Ben gittigimde geride kalanlar, asli astari olmayan bahanelerle terk
edenler degil, beni gercekten ve yurekten sevdigime inananlar bilmeli gittigim
yeri...Ve beni arzuladiginda, bir dosta ihtiyac hissettiginde bulabilmeli. Hic bir
zaman geriye donemesem de sadece o gelebilmeli bana... Gunesin her dogusunda
gulebilmeli toprak... Yuregi isinmali insanin... Baliklar gulumsemeli
derinliklerinde denizlerin... Yagmur sonrasi gokkusagi olabilmeli taneleri tek tek
damlaciklarin... Aycicekleri seyretmeli pariltiyi... Ve o pariltidan almali
gidasini...Okyanuslar carsaf gibi olmali... Hicbir gemi rotasini sasirmadan
varabilmeli gitmek istedigi limana...
Bugday kavrulmali, altin sarisini almali topraktan... Alin teri akitmali birbirini
yurekten seven sevgililer... Sevgi o kadar kolay degil, bunu bilmeli... Bilmeli ki
her alin terinin bir damlasi yuregine dustugunde mutlu olabilsin... Olabilsin ki
degerini bilebilsin sevginin.... Gunes olmasa da, isitmasa da gecenin ayazinda
tenini, isitmali yuregi bedenini..
Iste yasanmasi gereken hayat bu kadar...Ardimda biraktigim iyi veya kotu
hatiralarimi yanima alarak, bir daha belkide hic donmemek uzere ve ben gidiyorum,
hos...ca...kal
Sevgiler yureginizden, yureginizden dostluklar eksik olmasin..

SAF Kizlardan Cok HoSlaniyorum

ItIraf EdIyorum SAF(SA LAK) Kizlardan Cok HoSlaniyorum :)))
Bende BI ItIrafta Bulunayim DedIm
:)

En BuYuk KorKuM....

en buyuk fobimin baslamasi
yillar oncesine dayanan cok garip bir hakayesi vardir anlatayim...

yasimi tam hatirlamiyorum ama ama baya kucuk oldugumu soyleye bilirim...

ailem benim israrlarima dayanamamis en sonunda bana civciv almislardi, tam bes tane vardi cok sevmistim onlari butun gun nereye gitsem yanimda goturdum onlari, hic yanimdan ayirmadim. yemleriyle sulariyla temizlikleriyle cok ilgilendim. hatta tum gunumu onlara ayirmistim hava yavas yavas karardi aksam olmustu ben yine evin icinde civcivlerimle beraberdim birak birde onlari kimseye elletmiyordum.

neyse tam yatacagim saat gelmistiki annem dediki her yeri iyi kapa
civcivlere kedi filan gelmesin, tabi bu sirada evdekilerde baya korkuttu beni kedi gelecek civcivlerini yiyecek die

yatmak icin odama gittim, ama nasil uyuyamiyorum, camlari kapatim, kapinin alt bosluguna aslinda bir parmak filan olmasina ragmen orayida bezle kapadigimi hatirliyorum (zeka), ama hala uyuyamiyorum.

ya kedi ben kapiyi cami kapamadan once odaya girmis saklanmis ve benim uyumami bekliyorsa dedim, ya civcivblerimi yerse diye dusundum. kalktim odami aradim, bisi yoktu ama yine yatamadim bir citirtida hemen kalkiyordum. tabi icimde suphede vardi ya ararken ben gorermediysem kedi varsa die bir iki kez daha kalkip odayi karistirdigimi hatirliyorum...

ve en sonunda muthis bir fikir aklima gelmisti....

gecenin bir yarisi kalktim civcivlerimi aldim kedilerden korusun diye kopegimizin yanina koymustum. sonra gittim eve rahhatla uyudum. cunku artik civcivlerim guvendeydi, ates onlari koruyordu. ates bizim o zamanlardaki kopegimizin adi.

sabah olmustu ben uyanir uyanmaz civcivlerin yanina gittim, ama civcivlerim yoktu. saatlerce aglayarak her yeri aradim, en sonunda annemin yanina gittim ve olanlari anlattim... bana cok gulmuslerdi cunku civcivlerimi kopek yemisti...

o gunden once ben kopekle beraber uyudugum bile olurdu cok severdim kopekleri, ama o gunden sonra kopeklerden benide yerler diye korkmaya basladim su an 27 yasindayim ve hala bir kopek gorunce cok korkuyorum....
ve bu olanlari hatirladikcada cok guluyorum....

Mutlu Olmak

Mutlu olmak zor mu ?

Nefes almak bir mutluluk degil mi?

Hemen bence gerekli mutluluk sartlarini verelim;

1- Asla demeyiniz [ asla asla demeyiniz ::))] !

2- ''ama'' ve ''fakat'' demeyiniz!

3- ''farketmez'' derseniz yalan soylemis olursunuz,her sey fark eder.

4- Hic bir cumlenizin fiili '' mis,mis ''veya ''lar,ler ''veya ''misler,mislar''veya ''larmis,lermis'' le bitmesin,
bunlar sizin bilmediginiz ve gormediginiz ,baskasinin anlattigi eylemledir ve bunlara gore hareket hem size hem karsinizdakine zarar verir.

5- Baskasinin yerine dusunmeyin !!

6- Baskasinin yerine karar vermeyin !!

7- Bencilce yasayin,zaten insan bencildir ve kendisi icin yasar,aksini soyleyip veya dusunup kendinizi kandirmayin,boylece kim oldugunuzu ve nerede oldugunuzu bilirsiniz. Baskalarina daha az zarar vermis olursunuz.

8- Pozitif dusunce ile yaklasin konulara (yapacagim,basaracagim gibi), ama bu Pollyanna'cilik olmasin

9- Asla vazgecmeyin

10- Gecmisi yargilamayin, bir sey kazanamazsiniz sadece tecrube olarak faydalanin ve mutsuzsaniz tekrar etmeyin !

11- Mutlu olmak ve ilerlemek icin yasanan seyleri tekrar yasamayin,yasanmislardan faydalanin (atesin el yaktigini ogrenmek icin elinizi atese sokmaya gerek yok,etrafiniza bakmak ve okumak yeterlidir)

12- Kendinize ve etrafinizdakilere - insanlara guvenin onlari sevin!

13- Genelleme yapmayiniz! (butun erkeler veya kadinlar gibi)

14- Siz hissetiginizi yasayin ,varsin dunya begenmesin siz begeniyorsaniz yeterlidir.

15- Bir ani yasamak icin yillar harcamak basarisizliktir, basari bir anda yillari yasayabilmektir.

16- Ben hep veriyorum, almiyorum demeyin,sadece verirseniz,vermeyi bilmediginizden o hic bir yere gitmez.
Almasini bilmeyen veremez, vermesini bilmeyen alamaz, aglamasini bilmeyen gercekten gulemez, uzulmesini bilmeyen sevinemez.Her seyin dengesi vardir.

17- Ve karar verin,su an sizinde yeni bir hayata baslama aniniz olsun !!

Cok mu zor bunlari uygulamak,bakin bunlari yazin ve uygulayin hayatinizin hemen degistigini goreceksiniz.

Hayat cok guzel,yasamasini biliniz

BenI AnliyabIlIrmIsInIz..?

..cok sevmistim..bir barisiyorduk bir ayriliyorduk.. 4 seneden beri boyleydi.en son
2 sene oncesini anlatayim; ayrildik ve yine bir sekilde unuttum kafamda onu, vardi
biryerlerde ama cikarmak istemiyordum, cikarsam canim oylesine yaniyordu ki yemek
bile yiyemiyordum,nefes alamiyordum ara sira caldiriyordu o kadaar seviniyordum ki,
ben cagri atmaya korkuyordum veya bana msj atmasina. yine bir sekilde baslicak ve
benim hayatim mahvolacakti.ben akrep burcuyum ve erkegim o da koc burcu.. ben cok
ince dusunuorum ve ilgi bekliorum o ise o kadar rahatti ki bu beni rahatsiz
ediyordu.. ama sevgi her seyi kor ediyordu ozamanlar goremiordum. arardim
dayanamadiim zaman,ben baskasini seviorum derken ben sen seviorum der aglardim.. cok
soguk kanliydi bense cok duygusal..herseye aglardim.. severdi ama belli etmezdi buda
cok canimi acitirdi.. en sonunda 1 sene sonra tekrar beraber olduk bende seni
unutamiorum sevdiim biri yoktu baskasinda seni aramaya calisiorduim dei sevmeye
calistim
seni unutmaya calistim dedi.. ben napayim tekrar onunlayim ya cok mutluydum..2 gun
cok guzeldi sora yine hersey eskisi gibi..bu seferde bana nie askim demiorsun die
kavga etmeye basladik.. demiordu ben ustune gittikce soylemioru inat
ediordu..soylese bir kere telefonda ,ben rahatlicam onun bana askim demesi benim
olduunu bilmek beni cok rahatlatiordu.bana kendi icmden geldii zaman soylemek
istiorum sen dedein die soylemem demesi ..tamam dogrudur onun dusunncesine saygi
duyuyorum ama benim icin rahatlamam icin 1 kere soylesen ne olcak ben yabanci
birimiyim benim sevgilimsin ne olcakki sonunda dayanamadim yine biraktim..yaa bir
sekilde unutuordum msn de konunuorduk bir ara onu ne zaman gorsem cok cnim acirdi
artik benim diildi.bana seni artik hayatimda gormek istemiorum dedi ben ne dedim
bilior musunuz.'seni cok seviorum.. ' onu bu kadar cok seviordum..acikcasi onun
bana bunlari soylemesi biras sogutuyordu ama yinede onun yeri icimde beynimde cok
farkliydi..gecenlerde msj
atti napiosun yasio musun ? falan die evet yasiorum sen?.. derken beni yanina
cagirdi o baska sehirdeydi ve 2 sene olmustu gorusmeyeli.. hayir gidemezdim onu
gorursem hersey bastan baslardi dayanamazdim bunu ona soyledigimde gel bir sey
olmas laflariz biras diordu bana .. aman Allah'im nasil diordu bunlari nasil bu
kadar soguk kanli olabiliyordu..biliyordum soyledigi seyden pisman olduunu beni
ozlediini hatta tekrar benimle beraber olmak istediini.konustuk biras ustune gittim
ve evet benimle tekrar beraber olmak istiordu.. ben hala sevdiimi soyledim
dayanamiordum ne zaman sesini duysam hep agliordum o benim icin herseydi o benim
dunyam o benim haritamdi yonlerimi o belirliyordu. bana biraz zaman ver dedi
dusunmem lazim..dedi ki!seninle yillardir beraberiz nerdeyse hep icimdesin ama biz
nie anlasamioruz ,nie hep ayrilioruz .. ben hayatimda bunun cok kotu orneklerini
gordum, acaba tekrar seninle yapabilir myim? ilerde evlendikten sonra uzulecegime
simdi uzulurum ama kafam
rahat olur.. cok korkuorum bundan sora anlasamayip ayrilmak daha kotu.. 'dedim
zaman senin olsun istediin kadar dusun ..en iisini sen dusunursun ama lutfen ii
dusun seninle tekrar ayrilmak benim acimdan hic ii olmaz..tamam dedi ve 3 gun
boyunca konustuk .ve artik anliordum ki biraz olsun ikimiz de degismis
gibiydik.Dusuncelerimiz birbirimize bakis acimiz biras farkliydi daha ii
anlayabliorduk.. bana askim dmese bile anliordum onu .. tamam diordum nasil mutlu
olcaksa ole yapsin heralde oda dusunuordur bazi seyleri.. 3 gun sora tekrar
basladik.. cok mutluydum yine , onunlaydim hersey cok guzeldi askim demese bile
onunla olduum icin coook iyiydim..zaten ben hic bir soylemediim halde o bana askim
diordu bazen anlamistim sikmamaliydim .. dusunduum gibi hareket etmeye devam
ediorum ama bir sorun vardi bu ben diildim o oyle sevior oyle mutlu olacak die
kendimi biraz olsun degistiriyordum..bu beni rahatsiz etmiordu ama bazen ona belli
etmesem bile inceden inceden aciordu icim
ve bir kac damla yas gelioru gozlerimden .. onun icin degerdi, yeterki mutlu olsun
ve en onemlisi benimle olsun.. 10 gun boyle gecti ve bir gun bana 'bir muddet
gorusmesek olur mu' die bir msj geldi ..neler oluyordu halbuki hersey cok guzeldi
hic bir sorun yoktu.. aradim ve bana hala kafamda bazi sorunlar var bana biraz
daha zaman ver onlari oturtmama lazim diordu.. cok kotu oldum nie boyle yapiodu ki
.. ben ona zaman tanimistim, beni bu seklide ona cok ihtiyacim olduu bir anda bu
sekilde birakip gidemezdi.. ama ne fayda o artik kararini vermisti bile.eger bir
karar vermisse hic kimse o kararindan geri ceviremezdi. dusunmek istedii konulardan
birini de soyle acikladi telefonda 'bana gecenlerde zaman verdin ya o zaman icinde
vardiim kararimin dogru olup olmadiini dusunmek istiorum ' ne demek bu simdi.yani
eger yanlis karar vermissen birakacakmisin beni.. cok koyuydum 3 gun bekledim ama
nasil gunler gecmek bilmedi.bu kadar uzun ne dusunuordu.. dayanamadim aradim ..
yine
cok rahat bir tavir. ben dedim ki gel beraber halladelim kafandaki sorunlari ..o
sorunlar benim yuzumden var sonucta helledecek sana yardimci olacak kisi benim
dediysem de yalvardiysam da kendi bildiini yapti her zaman ki gibi.biraz rahatladim
ama cok uzun surmedi 4 gun sonra yine aradim is yerindeymis cok kotuydum,
konusmaliydim nerdeydi nasil dayaniordu, anlayamiordum bana ben yokken nasil
yapiosan ayni sekilde davran diordu beni beklerken ama sen varsin su an benimlesin
diordum benim dusuncelerim senin vereceginm karara bagli diorum .. konusamadi
aradiimda babam gorur aksam konusalim dedi.. yapcak bir sey yoktu .dedim artik bir
karar ver bu aksam ben daha fazla dayanamayagim daha fazla.Aksam oldu beni aradi
bana ilk soyledii cumle 'eger beni bekleyemeyeceksen kafamdaki sorunlarla ben devam
edemem' di.nasil konusuorsun 1 hafta oldu sana yalvardim yapamiorum die gel dedim
beraber dusunelim.. ve sonucta ben daha fazla bekleyemeyecegim eger sen buna
raziysan gel devam
edelim aksiyse benim baska birine ihtiyacim var dedim ve bunu duyunca o zaman
hoscakal dedi bende ayni sekilde soyledim ve kapattik telefonu .buraya kadarmis ben
artik oyle birini tanimiorum ve artik dusunmekte istemiorum..

Korkularim.....

Ilk okul yillarima dogru maziye nostalji seyahati duzenledi... Gonlum...
mecburen bende katildim...mecburen diyorum...cunku mazinin geri donusum
kutusunda zor gecen
bir cocukluk doneminin hatiralari var...bu nedenle maziye
seyahati pek sevmem... ama gonlum katilmami isteyince reddedemedim...

Annem gok gurultusunden cok korkardi... ve karanliktan... ben onun sevgi
sagnagi icinde buyudum...aski
ve sevgiyi...ve paylasimi hayatin tek gercegi olarak kabul
etmem belki de onun eseri... ama korkularimi da annemden
almistim....ilk okul yillarimda gok gurultusunden ve karanliktan ...cok
korkardim...

peki nasil astim bu korkulari...

orta okul yillari baslamisti....orta ikinci sinifta
fizik dersinde... simsek ve elektrigin iliskisi konusu isleniyordu...
bir ara ogretmene sordum....gok gurultusunun insanlara zarar
verme durumunu.... Ogretmen ...sacimi oksadi ve ...o sadece kuru
gurultudur...hic bir zarar vermez insana....ama simsekten sakin...
dedi...icimdeki yillarin korkusu bir anda yok oluverdi...

sakindim
onu gorene kadar... simseklerden...onun gozlerinden kacamadim...
bakislarindaki simsek icimde kor alevler olusturdu...ona asik
oldum...

O AN ANLADIM... BIR OGRETMENIN DEGERINI VE
BILMENIN... OGRENMENIN... TANIMANIN KORKULARI
YOKETTIGINI
KORKUNUN UZERINE GITMENIN KORKMAMAYI
URETTIGINI OGRENDIM..

Basarili Insanlarin 10 Buyuk Gizi...

Gunluk yasamlarinda dogru karar verirler, gereksiz ve ilgisiz ayrintilarla,dusuncelerle ugrasmayarak olaylarin ozune inebilirler.
Calistiklari alanla ilgili olarak en az bir konuda uzman bilgisine sahiptirler. Bu bilgiye
sahipolmanin yolunun omur boyu ogrenmekten gectigini bilirler, yenilikleri surekli izlerler.
Verimli calisma aliskanligina sahiptirler ve planli calisirlar.
Mizah duygulari gelismistir. Kendilerine gulmesini bilerek,
hatalarinin sorumlulugunu ustlenebildiklerini gosterirler. .
Cevrelerinin guvenini kazanarak, onlarin bu guvenlerini kotuye kullanmayacaklarini,
her zaman onlarin cikarlarini gozeteceklerini duyumsatirlar. .
Her zaman temiz, is ortamina yakisir giysiler giyerler. .
Ozel yasamlarina da dikkat ederler.
Duzenli bir ozel yasam, onlarin is yasamlarinda basarili olabilmeleri
icin gerekli enerji ve coskuyu saglar. .
Yaraticidirlar.Yaraticilik yalnizca sanatcilara ozgu degildir. Sikca unutulsa da yasamin her alaninda
yaraticiliga yer vardir.
Beden dilini iyi kullanmanin onemini bilirler.
Elestirirken dikkatlidirler. Yikici degil, yapicidirlar..

Basarili Insanlarin 10 Buyuk Gizi...

Gunluk yasamlarinda dogru karar verirler, gereksiz ve ilgisiz ayrintilarla,dusuncelerle ugrasmayarak olaylarin ozune inebilirler.
Calistiklari alanla ilgili olarak en az bir konuda uzman bilgisine sahiptirler. Bu bilgiye
sahipolmanin yolunun omur boyu ogrenmekten gectigini bilirler, yenilikleri surekli izlerler.
Verimli calisma aliskanligina sahiptirler ve planli calisirlar.
Mizah duygulari gelismistir. Kendilerine gulmesini bilerek,
hatalarinin sorumlulugunu ustlenebildiklerini gosterirler. .
Cevrelerinin guvenini kazanarak, onlarin bu guvenlerini kotuye kullanmayacaklarini,
her zaman onlarin cikarlarini gozeteceklerini duyumsatirlar. .
Her zaman temiz, is ortamina yakisir giysiler giyerler. .
Ozel yasamlarina da dikkat ederler.
Duzenli bir ozel yasam, onlarin is yasamlarinda basarili olabilmeleri
icin gerekli enerji ve coskuyu saglar. .
Yaraticidirlar.Yaraticilik yalnizca sanatcilara ozgu degildir. Sikca unutulsa da yasamin her alaninda
yaraticiliga yer vardir.
Beden dilini iyi kullanmanin onemini bilirler.
Elestirirken dikkatlidirler. Yikici degil, yapicidirlar..

Yok Oyle

acik ve net konusacam ben buraya birini tavlamak icin gelmiyorum amacim bayan olsa msn de 1000 tane olurdu msn kulanmasini bile biliyorum simdi buraya eger sanalda olacaksa olmas1 gereken historik kriterlerini sayacam

1.benimle konusacaksa butun akli fikri bende olacak
2.sevdiini dobra dobra soleyecek kimseden korkmayacak
3.akilli olacak hayata dair fikirleri olacak bos gelip bos gitmeyecek ot olmayacak
4.kendini ifade etmesini bilecek
5.soru sorudugumda kendisi ile ilgili acik ve mertce soleyecek kivirmayacak
6.argo konusmayacak
7.sadik olacak
8.kiskanmasini bilecek ve acikca belli edecek
9.gururlu olacak gerekirse bana bile olsa resti cekebilecek
10.icden olacak
11.dusut olacak
12.kendini tasimasini bilecek
13.zor olacak
14.sevgisini koparmasinida bilecek
15.cocuk ruhlu olacak
16.guler yuzlu olacak ama icden gulmesini bilecek
17.bilgs kapatinca orada bitmeyecek pc basinda ask olacaksa hic olmasin



bunlari yazdim cunku gerekiyordu art1k biktim herkesin ozeli mns si dolu herkes birbirini idare ediyor birbirini altad1yor yaz1k sanal1nda bir serefi var
kimse yalandan benimle ilgilenmis numarasi yapmasin yurek ister sevmek sanal dahi olsa allaha emanet olun

***mutlu Olmak ICIn Para GereklI MI?***

INSANDA dogustan mulkiyet duygusu yoktur. Cocuk hosuna giden, ihtiyac duydugu seyi kendine m�l etmek ister. Olgunlasma sureci icerisinde kendisi ve diger insanlar arasinda sinir cizmeyi ogrenir.

Bir cocukta para sosyallesme aracidir. 10 yasina gelen bir cocukta para biriktirme ve akillica kullanma aliskanligi kazandirilmalidir. Cocukluk donemlerinde parayi yonetmeyi ogrenmek ileri yaslarda insan para iliskisinde ve sorumluluk duygusu gelisiminde onemli rol oynar.

"Param varsa ben varim" dusuncesi:

Para'nin ben merkezci kullanimi gunumuz insaninda dogal kabul edilir olmustur. Para biriktirmek ve harcamakla doyum saglamak, parasal konularla oturup kalkmak maddeci keskinlikteki bugunun insaninin en buyuk zaafi olmustur.

Para ile toplumsal statu kazanilmaya calisiliyor, pahali esyalar luks arabalar kartvizit gibi kullaniliyor.

Para bazi insanlarda narsistik bir doyum aracidir. Insandaki sahibiyet ve mulkiyet duygularina para ile doyum bulmaya calisilir. Zevk alma araci olarak parayi kullanan insanlar bir turlu doruk doyuma ulasamazlar. Su unutulmamalidir ki, iki tur hirs doyum bulamaz. Para ve ilim hirsi. Kedinin kuyrugunu yakalamaya calismasi gibi gercek doyumu bir turlu yakalayamazsiniz.

Para herseyi yapar diyen insanlar, gercekte para icin herseyi yapmayi goze alan insanlardir. Parayi insanlari avlamak icin yem olarak kullanirlar. Para bu tip insanlarda ustunluk ve hakimiyet kurma isteginin bir aracidir.

Kaliteli bir hayat surmek icin para ve mal depolamak gerekli mi?

Yasadigimiz dunya, duzen ve yasalar sistemidir. Belli seyler yaptigimizda belli sonuclar aliriz. Ne zaman bir seye ihtiyac duysak bir bosluk dogar. Bu bosluk ihtiyacin yerine getirilmesine yarar. Bu boslugu doldurmak icin para gerektigi kadar kullanilirsa mutluluga vesile olur.

Bir yazar para icin evlilik yapmayi "avucumu acip gozunu yummak" seklinde tarif ediyordu.

Genc bir adama bes milyon dolar miras kalsa cok sansli olarak dusunulur. Ama bu genc birkac sene sonra tum parasini harcar ve sonra alkolik olarak karsimiza cikarsa yanlisligin nerede oldugunu dusunmek gerekir.

Sefil ve parasiz yasamak fazilet midir?

"Zengin degilim ama bundan gurur duyuyorum" diyen insanlara rastlariz.

Dunyev� zevklerin gunahk�rlik oldugunu dusunmek eski bir tuzaktir.

Saadet asrinda yuce Peygamber daglarda, ormanda munzevi yasamak isteyen bir sahabeye "Ben dunyaya insanlarin boyle yasamasi icin gonderilmedim" demistir. Yine bu yuce Peygamber goze guzel gorunmuyor diye mezardaki tumsegi duzelttirmistir.

Mevlana dunya icin, mal ve para icin, ne guzel soylemis "Elinizde olsun ama gonlunuzde olmasin."

Bu dusunceler sade ve tutumlu hayatin gerekliligiyle inanan insanlar tarafindan yanlis anlasilmaktadir.

Cimrilikle tutumluk arasindaki siniri iyi cizmek gerekir. Cimrilikte para sevgisi insanin gonlunde yatar ve kaybetme korkusu ile biriktirme ihtiyaci hisseder. Sonucta o insan daha cok kaybeder. Parasinin hayrini goremez. Cogunlukla sefil yasar.

Tutumlu insan parasini akillica ve dikkatli harcamayi bilir.

Para ne anlama geliyor?

Bir gun bir dolmusta "Parayi sevmiyorum ama sinirlerime iyi geliyor" seklinde bir yazi okumustum.

Insanda boyle tatli celiskilerin varligi paraya verilen anlamla ilgilidir.

Parayi bir ideale ulasmak icin arac olarak gorenlerle parayi amac gibi gorenlerin farklarini iyi ayirdetmek gerekiyor.

J.J. Rousseau "Eldeki para hurriyetin aletidir, pesi kovalanan para kolelik aletidir" diyor. Bacon "Para iyi bir usak ama kotu bir efendidir" demektedir.

Butun bu dogrulara ragmen parayi amac yapan insanlar sahte insanlardir. Insanlarin sahte para yaptigi gibi para da cogu zaman sahte insanlar yapabilmektedir.

Parayi biriktirebilmek ve harcayabilmekle iki zevk beraber tadilmaktadir.

Namerde muhtac olmadan yasayabilmek izzet sahibi insanlar icin onemlidir.

Basi dik dolasabilmek, aksam yattiginda ic huzuru ile yatabilmek parasiz olmakla degil parayi gonlumuze sokmamakla mumkun olur.

Bir gun bir sultan hasta oluyor. Derdine sifa bulunmuyor. Bu sultan servetin gucune cok inanan bir sultanmis. Bir hekim ona sunu soyluyor "senin derdinin caresi dertsiz bir insanin gomlegini giymektir" diyor. Sultan her tarafa haberciler gonderiyor. Dertsiz insan bulunamiyor. Uzun zaman sonra bir garip buluyorlar. Bakiyorlar hic derdi tasasi yok. Gomlegini istiyorlar o da "benim gomlegim yok ki" diyor.

Bu hik�ye bizi parasiz, yoksul olmanin manev� ustunluk oldugu yahut zenginligin kotu oldugu sonucuna mi goturmelidir. Hikaye "paraya tapmamalisin, parayi tanrilastirmamalisin, onu tum iyiliklerin kaynagi olarak gormemelisin" sonucuna gotururse dogru anlasilmis olur.

Baskalarini zor duruma dusurmeden, aldatmadan, cabasi ve akliyla sahip olunan zenginlik ve bu zenginligin iyi yolda kullanilmasi gunumuz insanini kalici mutluluga goturecektir.

Su Cilgin TUrkler KItabindan Alinti

Savasin en kanli gunlerinden biriydi. Asker en iyi arkadasinin az ileride, kanlar icinde yere dustugunu gordu. insanin basini bir saniye siperden cikaramayacagi gibi bir ates altindaydilar. Asker tegmenine kostu hemen: - Komutanim, bir kosu arkadasimi alip geleyim mi? "Delirdin mi?" der gibi bakti tegmen... - Gitmege degmez oglum, arkadasin delik desik olmus. Buyuk olasilikla olmustur bile. Kendi hayatini da tehlikeye atma sakin! Ama asker o kadar israr etti ki, tegmen izin vermek zorunda kaldi. - Peki, dene bakalim! Asker yogun ates altinda firladi siperden ve mucize eseri, arkadasinin yanina kadar gitti, yarali arkadasini sirtlandigi gibi tasidi. Birlikte siperin icine yuvarlandilar. Tegmen kosup yaraliya bir goz atti ve nefes nefese bir kenara yikilmis askere dondu: - Sana hayatini tehlikeye atmaya degmez, dememis miydim! Bu zaten olmus... - Degdi Komutanim, degdi! dedi asker. - Nasil degdi, arkadasin zaten olmus, gorrmuyor musun? - Gene de degdi komutanim, cunku yanina vardigimda henuz yasiyordu... Ve onun son sozlerini duymak, dunyalara bedeldi benim icin... Ve, hickirarak, arkadasinin son sozlerini tekrarladi: Gelecegini biliyordum!" GELECEGINI BILIYORDUM!

Kalbimizde "arkadaslik" denilen bir mucize var. Nasil oldugunu, nasil basladigini bilemezsiniz. Ama bunun ozel bir armagan oldugunu, Allah'in bir lutfu oldugunu bilirsiniz. Gercekten de arkadaslar nadide mucevherlerdir. Yuzunuzu guldurup, basarmaniz icin cesaret verirler. Bugun arkadaslariniza, onlarla ne kadar ilgilendiginizi gosterin. Bu yaziyi arkadas olarak gordugunuz herkese gonderin. Size gonderen dahil...

Birakin Yarin Korksun!

BIRAKIN YARIN KORKSUN!Selcuk herkesin imrendigi biriydi.
>> >>>> >>
>> >>>> >>
>> >>>> >>Her zaman neseliydi ve cevresine hep olumlu seyler
>> >>>> >>soylerdi.
>> >>>> >>Birisi ona nasil oldugunu
>> >>>> >>sordugunda:
>> >>>> >>'Daha iyi olamazdim' diye
>> >>>> >>yanitlardi.
>> >>>> >> Dogal bir
>> >>>> >>motivatordu.
>> >>>> >>Eger calisanlardan birisi
>> >>>> >>isyerinde kotu bir
>>gun
>> >>>> >>gecirmisse,
>> >>>> >>Selcuk, ona, durumun olumlu
>> >>>> >>taraflarina bakmasini
>> >>>> >>soylerdi.
>> >>>> >> Selcuk'in bu tarzi beni cok
>> >>>> >>meraklandirdi, ve bir gun
>> >>>> >>Selcuk'a
>> >>>> >>gidip
>> >>>> >>sordum;
>> >>>> >> 'Anlamiyorum! Her zaman
>> >>>> >>nasil bu kadar pozitif biri
>> >>>> >>olabiliyorsun? Bunu nasil
>> >>>> >>yapiyorsun?
>> >>>> >>Selcuk
>> >>>> >>yanitladi:
>> >>>> >>'Her sabah kalktigimda
>> >>>> >>kendime diyorum ki:
>> >>>> >>'Bu gun
>> >>>> >>iki secenegin var: Ya iyi bir ruh
>>halinde
>> >>>> >>olabilirsin
>> >>>> >>ya da kotu bir ruh halinde,
>> >>>> >>secimini yap.
>> >>>> >>Ben de iyi bir ruh halinde
>> >>>> >>olmayi tercih ediyorum.
>> >>>> >> Kotu bir sey oldugunda, ya
>> >>>> >>kendimi kurban olarak
>> >>>> >>gorebilirim
>> >>>> >>ya da bu durumdan bir sey
>> >>>> >>ogrenebilirim.
>> >>>> >>Ben de bir sey ogrenm
>> >>>> >>eyi tercih ediyorum.
>> >>>> >> Ne zaman birisi bana derdini
>> >>>> >>anlatsa, onu sadece
>> >>>> >>dinleyebilir,
>> >>>> >>ya da hayatin olumlu
>> >>>> >>taraflarini gosterebilirim.
>> >>>> >>Ben
>>de
>> >>>> >>ikincisini tercih ediyorum.
>> >>>> >>Itiraz
>> >>>> >>ettim:
>> >>>> >>'Hayir bu kadar da basit
>> >>>> >>degil'.
>> >>>> >>'Evet bu kadar basit',
>> >>>> >>Selcuk yanitladi ve devam etti:
>> >>>> >>'Yasam
>> >>>> >>seceneklerden ibarettir.
>> >>>> >>Gereksiz
>> >>>> >>ayrintilari bir kenara biraktiginda her durumun
>> >>>> >>bir
>> >>>> >>secenek oldugunu
>> >>>> >>gorursun.
>> >>>> >>Olaylara nasil tepki
>> >>>> >>verecegini sen secersin. Insanlarin
>> >>>> >>senin
>> >>>> >>ruh halini nasil
>> >>>> >>etkileyecegini kendin
>>secersin.
>> >>>> >>Nasil bir
>> >>>> >>ruh hali icinde olacagini kendin
>> >>>> >>secersin.
>> >>>> >>Hayatini nasil yasayacagin
>> >>>> >>da senin secimine baglidir'.
>> >>>> >> Selcuk'in soyledikleri
>> >>>> >>uzerinde uzun uzun dusundum.
>> >>>> >>Bir sure
>> >>>> >>sonra kendi isime baslamak icin isyerinden
>> >>>> >>ayrildim.
>> >>>> >> Birbirimizle temasi
>> >>>> >>kaybettik, fakat hayat hakkinda bir
>> >>>> >>secim
>> >>>> >>yapacagim sirada sik sik onu
>> >>>> >>ve hayata bakis seklini
>> >>>> >>dusundum.
>> >>>> >> Bir kac yil sonra, Selcuk'in
>> >>>> >>ciddi
>>bir is kazasi gecirdigini
>> >>>> >>duydum.
>> >>>> >>18 saatlik bir ameliyat ve
>> >>>> >>yogun bakimdan sonra, Selcuk
>> >>>> >>sirtina
>> >>>> >>yerlestirilmis demir cubuklarla hastaneden taburcu
>> >>>> >>edilmisti.
>> >>>> >>Kazadan 6 ay sonra Selcuk'i
>> >>>> >>gordum.
>> >>>> >>Kendini nasil hissettigini
>> >>>> >>sordugumda, 'daha iyi olamazdim,
>> >>>> >>yara
>> >>>> >>izlerimi gormek ister miydin?' diye sakayla karisik
>> >>>> >>yanitladi.
>> >>>> >>Teklifini reddettim, ama
>> >>>> >>kaza esnasinda beyninden neler
>> >>>> >>gectigini
>> >>>> >>kendisine
>>sordum.
>> >>>> >>Selcuk yanitladi 'Ilk
>> >>>> >>aklima gelen sey yeni dogacak
>> >>>> >>kizimin
>> >>>> >>sagligi
>> >>>> >>oldu.
>> >>>> >>Yerde yatarken iki secenegim
>> >>>> >>oldugunu dusundum.
>> >>>> >>Ya yasayacaktim, ya da
>> >>>> >>olecek.
>> >>>> >>Ben yasamayi tercih
>> >>>> >>ettim'.
>> >>>> >>'Korkmadin mi? Bilincini
>> >>>> >>kaybetmedin mi?' diye sordum.
>> >>>> >> Selcuk yanitladi: 'ilkyardim
>> >>>> >>gorevlileri bana surekli
>> >>>> >>duzelecegimi soylediler.
>> >>>> >>Fakat
>> >>>> >>hastaneye getirildigimde, doktorlarin
>> >>>>
>> >>hemsirelerin
>> >>>> >>yuzlerindeki ifadeyi gorunce
>> >>>> >>gercekten korktum. Gozleri adeta
>> >>>> >>benim
>> >>>> >>oldugumu haykiriyordu.
>> >>>> >>O anda
>> >>>> >>bir seyler yapmam gerektigini
>> >>>> >>anladim'.
>> >>>> >>'Ne yaptin?' diye
>> >>>> >>sordum.
>> >>>> >>Selcuk yanitladi: 'Iri
>> >>>> >>cusseli bir bayan hemsire bana
>> >>>> >>surekli
>> >>>> >>sorular
>> >>>> >>soruyordu.
>> >>>> >>Benim herhangi bir seye
>> >>>> >>karsi alerjik olup olmadigi mi
>> >>>> >>sordu.
>> >>>> >>'Evet, yercekimine karsi
>> >>>> >>alerjim var'
>>diye bagirdim.
>> >>>> >>Gulusmeleri uzerine onlara dedim ki; ben yasamayi
>> >>>> >>seciyorum.
>> >>>> >>Beni olu biri gibi degil
>> >>>> >>canli birisi gibi ameliyat
>> >>>> >>edin!'.
>> >>>> >>Selcuk hem doktorlarinin
>> >>>> >>yetenegi, hem de inanilmaz tavri
>> >>>> >>sayesinde
>> >>>> >>yasamayi basardi.
>> >>>> >>Her gun hayati dolu
>> >>>> >>dolu yasamak icin secme hakkimiz
>> >>>> >>oldugunu
>> >>>> >>ondan
>> >>>> >>ogrendim.
>> >>>> >>Yasama olan tavir ve bakis
>> >>>> >>acimiz her seydir.
>> >>>> >>'Bu nedenle yarin icin
>> >>>> >>uzulmeyin, birakin yarin
>>kendisi
>> >>>> >>icin
>> >>>> >>uzulsun.
>> >>>> >>Her gecen gunun kendine
>> >>>> >>yetecek kadar derdi vardir'.
>> >>>> >>Kaldi ki,
>> >>>> >>bugun, dun kaygilandiginiz
>> >>>> >>yarindir.
>> >>>> >>Simdi iki seceneginiz
>> >>>> >>var.
>> >>>> >>1. Bu mesaji silmek , ya
>> >>>> >>da,
>> >>>> >>2. Bu mesaji umursadiginiz
>> >>>> >>insanlara yollamak.. ben oyle
>> >>>> >>yaptim:)))

Severek Ayrilmak

Severek ayrilmak, tel orguye takilarak pantolonunu yirtmaktir.

Severek ayrilmak, ulasilmaz asklarin tartisilmaz ustunlugudur.

Severek ayrilmak, "Sen benim erisilmezim, vazgecilmezim, unutulmazimsin" diyenlerin dayandiklari bir payandadir.

Severek ayrilmak, ulasilmaz yildizlarin parlakliginin daha parlak, yakamozlarin daha pariltili, marti cigliklarinin gitar miriltisi oldugunu sanmak ve dalgalarin kumsali optugu yerdeki dogal buyunun tarifsiz kederine, derin acisina kapilmaktir.

Severek ayrilmak, erisilmezin yurekteki sancisi, yalnizligin dinmeyen acisidir.

Severek ayrilmak, bir kabukta iki badem icinin dis etkenler karsisinda kabuklarindan cikmasi ve bir daha kabuklarina donmemesidir.

Severek ayrilmak, bir zamanlar taptiginiz birinin yabancisi olmak, gozlerinizde acisini gormek, yureginizde sancisini duymaktir.

Severek ayrilmak, elele bir cift gordugunuzde, ayrilikla biten bir film izlediginizde yureginizde duydugunuz derin sizidir.

Severek ayrilmak, yillar sonra,"oyle degil, soyle davransaydim sonuc daha degisik olurdu"nun muhasebesini yapmaktir.

Severek ayrilmak, dua ciceklerini aglatmak, gokkusaginin canli renklerini soldurmaktir.

Severek ayrilmak, bir baskasiyla asla derken, sevdiginizi bir baskasiyla gordugunuzde, bu kadari da fazla demektir.

Severek ayrilmak, yeryuzundeki butun yollarin denize cikmadigini, butun nehirlerin ummanina akmadigini ogrenmektir.

Severek ayrilmak, icinde derin bir huzun, kumsalda yururken uzun uzun, bir sarhosun kafasinda gecmisteki sancilarin bilancosunu hesaplarken bu med ve cezir bileskesinin kimyasini bir simyaci gibi dusunmektir.

Severek ayrilmak, onunu gormeden hep geriye bakmaktir.

Severek ayrilmak, istasyonda oturup, giden trenin donmeyecegini bile bile donmesini beklemektir.

Severek ayrilmak, zaman zaman duydugu kalbindeki sancinin ezikliginin baska, vuruslarinin bambaska oldugunu anlamaktir.

Severek ayrilmak,"Bir donup baktim ki gecmis seneler, icimde birikmis neler neler olmus kordugum, aynadaki gozlerimde gordugum, hala senin icin yanmakta ve aglamaktayim," demektir.

Severek ayrilmak, bos bir sise icinde basari kutlamaktir.

Severek ayrilmak, en yasli totemi bu gece yasantimdan cikaracagim derken, tapinaga her zamankinden daha cok gitmektir.

Severek ayrilmak, milyonlarin yasadigi bu kentte, yamactan inen huzursuz aksamlarin koynunda yalnizligini paylasacak bir dost bulamamak, caddeden gecen araclarin motor gurultusuyle sabahlamak, yeni bir gune baslarken, bir gun doneceksin diye kac yil ac ve muhtac kaldim sevgiye demektir.

Severek ayrilmak, yeryuzundeki butun nehirlerin sevgidenizine akmasiyla ve sevgi denizinin ummanina kavusmasiyla son bulacaktir. Ancak, ne zaman, nerede ve nasil? Iste dusunduren budur asil! Bak simdi ileride kurulmus bir fasil. Hadi, ayrilsak ta sen de gel, soyleyelim birlikte unutulmaz sarkimizi:
"Ben kumsalina geldigim zaman,
Sen deniz olursun, ben umman!"




Erkek Degil Adam Ariyoruz !!!!!!!!

Uzun sureli blok iliskilerden sonra ilk defa yalniz oldugum bir donemdeyim ve dogal olarak kiz arkadaslarimla daha fazla vakit gecirir hale geldim. 3�erli, 5�erli ya da 2�li olarak klasik carsi pazar, cafe, bar ve sinema muhabbetleri ile vakit gecirip rahatlamaya calisiyoruz ve tabi ki bol bol da cene caliyoruz.

Malum su siralar parasizlik, ekonomik kriz ana konularimizdan biri olsa da, muhabbet donup dolasip piyasada adam kalmadigi, adamlarin hangi delige girmis olabilecegi ve bizim bu delikleri nasil bulabilecegimiz konusuna geliyor. Dikkat edin yalniz, erkek demiyorum, cunku etrafta erkekten bol birsey yok da, onemli olan adam olanini bulabilmekte.

Cunku gunumuzde bircok erkek ne istedigini asla bilemiyor, iliskiye girmekten korkuyor ya da gundelik iliskileri tercih ediyor. Bir bakiyorsunuz aylarca pesinizden kosmus, size hic beklemediginiz ilgiyi gostermis olan bir erkek "E hadi deneyelim bakalim" dediginizde birden ortadan kayboluyor. Elde etmis olmak onlar icin yeterli oluyor ve yine pesinden kosabilecekleri yeni birine kosuyorlar. Siz de aptallasmis bir sekilde kalakaliyorsunuz.

Diger taraftan adam olmus olanlarin hepsi coktan kapilmis ve parmagina yuzuk takilmis durumda. Bir sekilde bunlardan birine bulasacak olsaniz beterin beteri sekilde hayal kirikligina ugruyorsunuz, cunku ask mesk bahane, kisa sureli bir zevk ve degisim disinda bir getirisi asla olmuyor. Ustune ustluk bir de kendinize olan sayginizi yitirme ve bunalima girme riski ile karsi karsiya kaliyorsunuz.

Herhangi bir sebeple bosanmis olanlarsa ya oldukca sorunlu ya da yine gundelik iliski tercihinde. Eh ben de zaten gundelik iliski istiyorum ya da ben mazoistim sorunlarla ugrasacagim diyorsaniz secin begenin alin iste.

Durum gitgide umitsizlesiyor, cunku bu dertten muzdarip sadece belli bir yasin uzerindeki hatunlar degil, daha 20-25 arasindakiler bile ayni sorunlari yasiyor. Sonucta gitgide buyuyen bir amazonlar ordusu ortaya cikmis durumda. Bu hatunlarin ortak ozellikleri hepsinin is ve kariyer sahibi olmasi, kendilerine guven duymalari ve gercek anlamda birseyler paylasabilecekleri, guven duyabilecekleri, akli basinda, ne istedigini bilen birer adam ariyor olmalari.

Bir muhabbet sirasinda bir eskort erkek sirketi kuralim onerim oldukca kabul gordu denilebilir. Hic olmazsa bir partiye, davete giderken yanimizda dogru duzgun, konusmasini bilen bir adam aramak zorunda kalmayiz diye dusundum.

Kisa bir sure oncesinde bir arkadasim bir dugune davetliydi ve erkeklerin bir bayanla, bayanlarinsa bir erkekle gelmesi sart kosulmustu davette. Kizcagiz iki hafta sinir olmus bir sekilde kiminle gidecegim panigi yasadi. Benzer sey benim basima bir arkadasimin yasgunu kutlamasi icin geldi, kadroda herkes ciftti ve bir tek ben tek kaliyordum, halen gorustugum eski nisanlim tanimadigi bir ortama gelmek istemedi, yakin arkadasimin dogumgunu oldugu icin gitmemezlik de yapamadim ve yalniz gitmek mecburiyetinde kaldim. Yalniz gitmenin ne sakincasi var ki derseniz aciklayayim. Bir kere herkes cift oldugu icin muhabbet konusunun bir sure sonra sizi baymasi riski ile karsi karsiyasiniz. Ciftler hele bir de evliyse vay halinize. Evlilik sorunlarindan, eve alinan ya da alinmasi gereken esyalar, cocuklarin ihtiyaclari gibi bir dizi alakasiz konuyu dinlemek durumunda kaliyorsunuz. Hepsinin otesinde en vahimi, hele bir de azicik guzel ve alimliysaniz, ciftlerin erkek kanadinin ilgisine ve kadin kanadinin ise oldurucu bakislarina maruz kaliyorsunuz ki butun geceniz zehir oluyor.

Tabi durumun bu kadar vahimlesmesinde oncu sebeplerden biri ekonomik kriz, cunku paraniz olmayinca yeni ortamlara girme ve yeni insanlarla tanisma sansiniz da gitgide dusuyor. Eviniz ve isyeriniz arasinda sikisip kaliyorsunuz. Iyi ama hic olmazsa o sikistiginiz is ortaminda adam yok mu derseniz, valla yok. Surusune bereket erkek dolanip duruyor ama hepsinin kafasi karisik ve sizin ihtiyac duydugunuz iliskiyi yasayabileceginiz bir tane bile adam bulamiyorsunuz. Ya da iyi bir muhabbeti, romantizmi ve iyi bir cinsel iliskiyi yasayabileceginiz 3 ayri erkekle birlikte olmak gibi cok daha vahim durumlara dusuyorsunuz ki, sonunda tek elde ettiginiz eksiklik duygusu oluyor.

Hadi hepsi birarada olmasin biri ile yetineyim derseniz iclerinden eleyip biri ile normal bir iliski yasama sansiniz da yok cunku asla baglanmayi kabul etmiyorlar. Sureki kacip elde edilemeyeni oynama gucunuz varsa kacin kacabildiginiz yere kadar ama bilin ki yoruldugunuzda ya da asik oldugunuzu belli etme aptalligini yaptiginizda yaninizda tekini bile bulamiyorsunuz..

Abarttigimi ya da kesinlikle gereksiz bir endiseye kapildigimi dusuneniniz varsa bu konudaki dusuncelerini ve onerilerini bana iletirse inanin cok memnun olacagim. Zira hicbirimizin terapiste dahi verecek parasi yok.

Olmasam Olmaz Mi????

Kadin olmak ne demek, anlamaya calisiyorum. Gecen gun annem "Sen artik kadinliga adim attin" dedi ablama. Oysa ona hep "Kizim" der. Artik "Kadinim" mi diyecek?

Ablam hasta olmus. Annem anlatmisti. Kadinlar her ay 4-5 gun hasta olurlarmis. Oralarindan kan gelirmis. Inanmamistim. Ablam da oldu. Annem ona ped verdi. Gidip hemen orasina koydu. Yuzune dikkatlice baktim. Hic degismemisti. Ertesi gun de degismedi. Ustelik yatmasi da gerekmiyor. Babam ona hic hastaymis gibi davranmiyor. Nasil hastalik bu, hic anlamadim. Regil gibi bir adi var, tam ogrenemedim.

Anneannem anneme bu hastaliktan hic bahsetmemis. Annem cok korkmus orasindan kan gelince. "Bak ben sana onceden anlattim, hic korkma" dedi. Ablam korkmuyor; ben de.

Ablamin cani hic acimiyormus.

Eve gelen komsu teyzelerden biri, ilk hasta oldugunda verem oldugunu sanmis. Hemen annesine gidip "Ben verem oldum ama kan baska yerden geliyor" demis. Ne cok gulduler, ben de guldum. Ama komikligi anlayamadim.

Bebegimin orasina kirmizi oje surdum. Simdi o da hasta. Ablaminki bitince, onun da orasini asetonla temizleyecegim. Iyilesecek.

Annemle babam arada sirada kavga ediyor. Annem agliyor, babam kapiyi carpip cikiyor. Arabanin sesini duyuyorum. Anneme cok kiziyorum. Ya bir gun babam geri gelmezse diye korkuyorum.

Annem bizim buyuyunce onu anlayacagimizi soyluyor. Butun kadinlar, kadin olmanin zorluklarindan soz ediyorlar. Keske ablam kadin olmasaydi. Anneme buyuyunce kadin olmak istemedigimi soyledim. Illaki olacakmisim.

Bazi geceler uyuyamiyorum. Isiklar sondukten sonra, annemlerin odasindan tuhaf sesler geliyor. Sonra banyonun isigi yaniyor. Bir kez sormaya calistim, annem susturdu. Kucuk kizlar cok merakli olmazlarmis. Oyle diyor.

Misafirlige gittik. Ben ablamin hasta oldugunu soyledim. "Gecmis olsun" dediler. "Oyle degil" dedim. Annem gulumseyerek kasini gozunu oynatti. Herkes guldu. Cok ayipmis. Ablam cok utandi, bana kustu. Bir daha kimseye soylemeyecegim.

Ablam artik benimle evcilik oynamiyor.

Geceleri babamin cikardigi tuhaf sesleri ablama sordum. Annemle babam oyun oynuyormus. Deli mi ne? Bence o da bilmiyor, yalan soyluyor. Gunduz oynasalar ya. Oyundan sonra banyo yapiyorlar. Ustleri baslari nasil kirleniyor acaba?

Bugun bana yeni ayakkabi aldik.

Aksam, babamin gobegine oturup davul caldim. Beni gidikladi. Annemle ablam masayi hazirladi.

Babam televizyon izledi, ben bebeklerimle oynadim. Annemle ablam masayi topladi.

Ilk ben farkettim. Sabah, ablamin pijamasinin arkasinda kocaman bir leke vardi. Annem ablama bagirdi, babam sustu. Ablam agladi, karni agrimaya basladi. Ben de agladim. Keske gormeseydim...

Kadin olmak istemedigimden eminim. Ama uzun, kabarik etekli elbiseler giymek istiyorum buyuyunce; tipki Pamuk Prenses gibi. Kiz olmak iyi de, bu kadinlik tuhaf biraz.

Kucugum ya, herkes kandiriyor beni. Mahalledeki cocuklar, kadinlarin orasinda bir delik oldugunu soylediler. Erkekler pipilerini oraya sokuyormus. Hic inanmadim. Ama ya dogruysa...

Tanrim, hic yaramazlik yapmayacagim, her sabah yatagimi toplayacagim, yalan soylemeyecegim, tabagimda yemek birakmayacagim, hatta uyumadan once sut icecegim, cok iyi bir kiz olacagim. Beni hic kadin yapma, e mi?

bu foruma tekrar girmek istemiyorum

evet buras1 ad1ndanda anla_olaca1 gibi itiraflar bolumu baz1 arkada_lar nedense 1srarla ayr1 konu acmay1n diye uyar1yor acaba bu arkada_ site yoneticisim merak ettim kimseyi bu konudada k1s1tlayamazs1n1z ve birdaha bu foruma girmeyi du_unmuyorum goru_memek dileiyle

Hatirlamak Lazim...

HATIRLAMAK LAZIM...

1. Dunyada en az 2 kisi sizi ugrunuzda olecek kadar seviyordur.

2. Dunyada en az 15 kisi ugrunuzda olmese de sizi seviyordur.

3. Biri sizin gibi olamadigi icin size cok imreniyordur.

4. Sizin bir gulumsemeniz, size bakan bircok yuzu aydinlatiyor.

5. Her gece birisi mutlaka uykuya dalmadan once aklindan sizi geciriyordur.

6. Birisi icin dunyalara bedelsinizdir.

7. Siz olmadan yasayamayan en az 1 kisi var.

8. Siz sahip oldugunuz butun ozelliklerinizle kendinize ozel ve essizsiniz.

9. Varligindan haberiniz bile olmayan biri, sizi seviyordur.

10. Dunyanin en buyuk hatasini bile yapsaniz, mutlaka bundan size yarayacak
bir sey cikar.

11. Butun dunyanin size sirtini dondugunu dusundugunuzde, etrafiniza bir
bakin. Belki de sirtini donen sizsiniz?

12. Bir seyi elde edemeyeceginizi dusunurseniz ona asla sahip olamazsiniz.
Ama kendinize inanirsaniz er ya da gec istediginizi elde edersiniz.

13. Insanlarin sadece iltifatlarini aklinizda tutun, kabaliklarini unutun.

14. Her zaman insanlara onlarla ilgili ne hissettiginizi soyleyin,
bilmelerini sagladiginizda kendinizi cok daha iyi hissedeceKSINIZ



Korkum seni kaybetmekti:(

Istanbul' a dondun biliyorum. Kendimi sana bir adim atacak kadar yakin, bir o kadar da uzak hissediyorum. Artik adima siirler yazilmiyor. Ne ''Bebisim'' diyen bir ses var nede sacimi oksayan biri. Bana aldigin her seyi kutulara sigdirdim ama yasadiklarimi ve seni bir turlu toplayip kaldiramiyorum. Artik hic bir seyden korkmuyorum. Olumun sicakligini her dakika icimde hissediyorum. Tek korkum vardi oda seni kaybetmek. Hani ayrilirken '' Seni sevmemisim demek ki '' demistim ya aslinda seni hala seviyorum ve yokluguna alisamadim.

Her gozde seni aradim..

Kabul ediyorum seni aldattigimi. Kabul de bir ozurdur affet hatalarimi. Ama sen de papatya toplarken kirlarda kirmizi gulleri hic koparmadin mi? Yagmur damlalari vururken cama gunesi hic aramadin mi? Onunden gecen benekli kelebege bakarken eline konan uc uc bocegiyle oynamadin mi? Ucan kuslara gozun takilinca ozgurlugu aramadin mi? Bende baska gozlere bakdim. Ama anladim ki, bakdigim her gozde aslinda seni aramisim. Hataymis bu yaptigim. Cunku bakdigim her yerde zaten sen varmissin.

Dikkat Lutfen!!!

Arkadaslar lutfeen rica ediyorum hepinizden buranin ''Itiraflar'' kosesi oldugunu unutmayalim. Her soylemek istediginiz sey icin de ayri konu acmazsaniz sewinirim. En ustte ''Modern Itiraflar'' konusuna ekleyebilirsiniz yazmak istediginizi.. Her cumle icin ayri konu acmayalim. Hakkaten burasi cok kalabalik we gereksiz seyle doluyo..


Anlayisli dawranacaginizdan eminim..


Herkese iyi eglenceler..

sinav stresini yendim

arkadaslar bu hafta kendimi cok stresli hissediyordum ama korktugum kadar olmadi .bugunku sinavda bir kac soru karistirmama ragmen kendimden bekledigim performans cok iyiydi.yarina da allah kerim ve kendimi alkisliyorum

sinav haftasi

sinav haftasinda oldugu icin sinava girecek arkadaslara simdiden basarilar dilerim insallah sinavlarimiz iyi gecer sinavdan sonra goruselim

yorumlarinizi merak ediyorum

Kopan bir ipe simsiki bir dugum atarsaniz, ipin en saglam yeri artik bu dugumdur. Ama ipe her dokunusunuzda caninizi acitan tek nokta yine o dugumdur...

okumadan gecmeyin arkedesler...

sinav stresine girdim

hafta sonu sinav var ve ben acayip strese girdim fazlada calisamadim ya aof de okuyupta laborant ve veteriner sagligi sorularini bilen arkadaslar varsa lutfen yardimci olabilirlermi tesekkurlerrrrrrrrrrrrrr

usuyorum kapama gozlerini

Seni sevmek kalbim sevgine ac gozlerimin yokluguna hic tahammulu yok ellerim oksuz bir cocuk gibi mahzun garip ve ellerini tutamamanin dayanilmaz buruklugunu yasiyor ne olur beni affet tatlim sana bunlari yapmayi hic istemezdim dilim kahrolasi dilim sevgi sozcuklerini daha guzel daha anlamli ve yuregimin tercumanligini en iyi tercumanlara tas cikartacak derecede anlatabildigi halde sana bunlari soyledi yuregim oylesine kizdi ki dilime ona konusmayi yasakladi dilim de tipki bir sairin kalemi olmadan dusunduklerini anlatamadigi gibi yuregim olmadan konusamaz tum bedenim sana bunlari yapan dilime en agir cezalari veriyor HATASIZ KUL OLMAZ NE OLUR BENI AFFET ve dilimdeki tum duyular hissetmez oldu aci tatli her sey birbirine girdi o da uzuntusunu boyle dile getiriyor eger beni affetmezsen tum vucudum birer birer beni terk ediyor sana yurek diliyle yaziyorum bir tanem Canim ESENGULU�lum artik dilime de guvenim kalmadi yuregim henuz beni terk etmedi o da giderse yasamanin bir anlami kalmaz benim icin inandigin ve sevdigin mavinin tum tonlari adina, senden ozur diliyorum bak yuregim bunlari yazarken bile ilk gunku gibi nasil heyecanla carpiyor parmaklarim sana bunlari yetistirebilmek icin tum hizlariyla yaziyorlar cunku sen bunlara layiksin SEN BUNLARI HAKKETMEDIN seni sevmek bir guvercin gagasinda tasinan bir parca yem kadar onemli sen beni dudagima koydugun bir buseyle hayata dondurdun yasama heyecani verdin hayatima sen olmadan ayaklarim da o eve girmek istemiyor don artik sana hasretle carpan bu yuregi tekrar hayata bagla senin askina yuregindeki o tertemiz askina ihtiyacim var ahmet arif ustanin dedigi gibi yoklugun cehennemin obur adidir usuyorum kapama gozlerini


ESKI ESIN

SERKAN BAKTAT
20.06.1994


NOT:

Sevgili okuyucularim sevgili Dostlarim,aslinda bu mektup bana yillar oncesi ayrildigim esim SERKAN yazmisti,sizlerden oz gecmisimde hic birsey gizlemedigim gibi herseyimi sizinle paylasmak istedim,ne varsa HODRI MEYDAN galiba fazla acik sozlu dobra ve durustum ne kaybedersem durustlugumden acik sozlulugumden olsa gerek

SEVGILERIMLE


ESENGUL YAMAN



SERKAN SENI ASLA AFFETMICEM ASLAAAAAAAAA

Anneden Kizina Mektup

Yavrum! Simdi sana kirk yillik evliligimin tecrubelerine dayanarak bazi nasihatlerde bulunacagim. Bu nasihatlerime uyarsan dunyada mutlu bir omur gecirdigin gibi, �hirette de ebed� sa�dete ulasirsin.


1 - Kanaatk�r ol! Y�ni, kocan tarafindan getirilen yiyecek ve giyecek herseyi memnuniyetle kabul et! Cunku, kanaat, kalbi huz�ra kavusturur.

2 - Soylenenleri d�ima iyi dinle ve kocanin mesr� emirlerine itaat et!

3 - Evin ve her seyin her zaman, temiz, muntazam ve duzenli olsun!

4 - Esinin yemek saati ile uyku saatine dikkat etmelisin! Aclik insani huysuz eder, uykusuzluk ise, ofkelendirir.

5 - Evinin mallarini ve esyasini iyi koru! Yaptigin isleri, iyilikleri basa kakma! Iyilige karsi iyilik cabuk unutulur, fakat kotuluge karsi yapilan iyilik unutulmaz.

6 - Esinin yakinlarina guzel mu�melede bulun! Kocanin hat�larini, yalniz iken, yumusak bir sekilde soyle!

7 - Koca! nin sirlarini hic kimseye soyleme! Kari-koca arasindaki sirlar kabre ber�berlerinde gomulmelidir.

8 - Esinin uzuntusunu ve nesesini paylas! Ona her yonuyle iyi bir hayat arkadasi ol! Yalan, yuvayi icten ice yikan bir kurttur.

9 - Aranizdaki problemleri kendiniz h�lledin! Sakin bunlari, bize ve baskasina tasima! Kimseden medet umma!

10 - Kocandan, almakta zorlanacagi, gucunun yetmeyecegi seyleri isteme!

11 - Kadinin guzel huylusu, esine Cennet n�metidir. Sen kocana Cennet n�meti ol! Azap cektirme!


Bunlari yapabilmen, ancak, onun isteklerini kendi isteklerine, onun riz�sini kendi arzularina tercih etmenle mumkun olabilir. Hep kendi istek ve arzularini on pl�na cikartirsan, bu nasihatleri tutman mumkun olmaz.





Annecigim Seni Cok

Seviyorum


ESENGUL



gunes tutulmasi

evet arkadaslar 7 yil sonra tekrar gunesin o essiz guzelligine sahit olacagiz muthis bir tutulma olacak ama bir o kadarda insanlarin yuregine korku saracak. insanlar acaba deprem olacakmi diye diken ustunde olacaklar. insallah dusundugumuz gibi olmaz.

gunes tutulmasi

evet arkadaslar 7 yil sonra tekrar gunesin o essiz guzelligine sahit olacagiz muthis bir tutulma olacak ama bir o kadarda insanlarin yuregine korku saracak. insanlar acaba deprem olacakmi diye diken ustunde olacaklar. insallah dusundugumuz gibi olmaz.

itiraf

ilerde yurt disinda yasamak istiyorum.

itiraf

ilerde yurt disinda yasamak istiyorum.

Hayatta en anlamli kelime "BIZ", en anlamsiz kelime ise "BEN" dir...

dogru soze ne denir. evet arkadaslar bu devirde beraber yaptigimiz her seyi ben diye adlandiriyoruz. bencil bir toplum olma yolundayiz galiba.... ve ben beraber yapilan guzel seylerde ben yaptim ibaresinin kullanilmasina sinir oluyorum