BİR DÜŞÜNÜN HAYATI GERÇEKTEN AYRI YALAN DÜNYADA YAŞADIĞIMIZI SESSİZ SAKİN |
28 Mayıs 2007 Pazartesi
bir düşünün!!!!!!!!!!!
Karpuz Sevdasi
15 yasindayken asik olmustum unutmam cocuk uzaktan halamlara misafir gelmisti hep karpuz yerdi uc hafta kaldi ben deli zemberek asik oldum ve dabiki gitti ... ve ben bir yaz boyunca her karpuzu yiyisimde agliyarak yemistim.... |
elveda hossohbet
anlam veremıyorum neden boyle cekememeslık oluyor |
Insan Telefon Defterini Temize Cekerken
INSAN TELEFON DEFTERİNİ TEMİZE ÇEKERKEN BAZI İSİMLERİ ESKİ DEFTERİNDE BIRAKIR. |
Kendine Mektup !!!!
Hayatta bazen öyle tesadüfler oluyorki insan hiç beklemiyor ve şaşırıyor. Ama bunların hepsinin yaşanması gerekiyor. Öğrenmek ve hayatın o acımasız yolunu daha dik yürümek için yorgun olsak da başımız eğilmemeli aşağıya. Çünkü başımızı eğdiren olmazlıktır çoğu zaman olmaz diye birşey yoktur. Herkesin dünyası birgün değişir ama önemli olan onu ne kadar istediğimizdir ve onun için ne kadar bir çaba verdiğimizdir. Hayat nasıla bakmaz sonuca bakar. Sonunda ya kaybetmişsindir ya da kazanmış. |
Arkada biraktigin seyleri düsünme!!!!
Şimdiye kadar kazanmış olduklarını, bundan sonra kazanabileceklerini, vazgeçemeyeceklerini, yıllarca koruduklarını, daha yıllarca muhafaza etmek istediklerini... |
Sevmeyi öğrendim(Hayatımsın...)
|
Kimse Üstüne Alınmasın, Yorumda İstemiyorum...
En Büyük Acılarımdan Sonra Tanımıştım Seni ve Unutmaki En Acımasız Halimle Sevmiştin Sen Beni... |
Gönlümdeki Aşk Yarası
40 yaşında bir devlet dairesinde çalışan bayanım. Evli ve 1 çocuk sahibiyim. Bundan 20 yıl öncesi çalıştığım özel bir işyerinde üniversitede okuyan ve aynı zamanda küçük gazete ve dergilerde yazı yazan birisiyle tanıştım. Benden onun yazılarını ücret karşılığı yazmamı istemişti. İlkönceleri yazılarını yazdım. Sonraları ise tahmin ettiğim gibi parasızlık nedeniyle bana artık yazı getirmiyordu. Ama geliş gidişler hergün sürüyordu. Halinden çok büyük sıkıntılar yaşadığı belliydi. Sık sık gelip yanımda oturup sessiz sedasız gidiyordu. Yaklaşık 1,5-2 yıl kadar böyle devam etti. Zamanla tabiiki kendisine karşı hislerim artmaya başladı. Onunda bana sessizliğiyle oturuşuyla benimle konuşurken çekingenliğiyle bende onun bana ilgisi olduğunu tahmin ediyordum. Birgün babasının kendisini evlendirmek istediğini ancak kendisinin böyle bir evlilik istemediğini ancak karşısındaki bayanın kendisine evlenme teklif etmesini beklediğin söyledi. Bende çok sessiz ilk iş yerim sıkılgan biriydim. Bana imalı bir şeyler söylemeye çalıştığını hissettim tir tir titreyerek ama öyle şey olurmu bayanlar söylemezki ilk önce erkekler söyler dedim. O da neden olmasın sevgisi varsa bayanlar da söyleyebilir dedi ve böylece bir zaman daha devam etti. İş yerimdeki arkadaşlarım konuşmaya başladılar bu neden hergün böyle gelip gidiyor böyle senin kısmetlerini de kaçırıyor diye. Sonra bir gün beraber çalıştığımız bir abla kendisiyle konuşmuş bu hareketinin normal olmadığını evlenmek istiyorsa bunu açıkça konuşması gerektiğini ve sonra birlikte geldiler. Bana sende biliyorsun zaten kabul ediyorsan bu iş olsun bitsin dedi bende bunu bekliyordum zaten evet dedim. Bu olaydan sonra bir iki kez daha görüştük. Bana çiçek getirdi, başka bir ilde olan ailesinin yanına beni istemeye gelmek üzere görüşmeye gideceğini söyledi ve ayrıldı. Aradan 1 hafta geçti hiç bir haber yoktu. Çok merak ediyordum. Bir gün mektubu geldi bana ailesinin durumunun kötü olduğunu dağıldığını yazıyordu. Ve bir paragrafında hiç unutmuyorum şöyle yazıyordu. "Seni bırakmıyorum, kaçmıyorum, terketmiyorum, ama benim durum ve şartlarım beni buna mecbur ediyor, sen kendine iyi bir gelecek vaat eden, zengin birisini bul" diyordu. Bu sözlerinden beni istediğini ancak ailevi nedenlerden dolayı kaçmak durumunda olduğunu anlamıştım. Ertesi gün ise vedalaşmaya geldi ve gitti. O gün kendisine bir şey diyemedim. Olsun ben herşeye rağmen yaparım diyebildim. Başka birşey konuşamamıştım. Günlerim hep üzüntü ve ıstırapla geçiyordu. Birgün Sorbonn üniversitesinden bana mektubu geldi şaşırmıştım orada yüksek tahsilin yaptığını ama herşeyin anglo-sakson olduğunu oralara alışamadığını zor yapabileceğini yazıyordu. Maddi durumları iyi değildi ama annesi tarlalarını satarak onu oralara gönderdiğini yazıyordu. Ben bu olaydan sonra 2 kez kendisine mektup yazmış onu çok sevdiğimi herşeye katlanabileceğimi beni bırakmamasını yazmıştım. Sonra hiçbir haber çıkmadı. Birgün kendisini rüyamda gördüm Türkiyede idi. Ertesi günü okuduğu okulu arayarak nerede olduğu konusunda bilgi aldım bölüm birincisi olduğu için herkes tanıyordu. bana özel bir okulda öğretmenlik yaptığını söylediler 118\'den telefon numarasını aldım ve kendisini aradım. Beni karşısında görünce çok şaşırdı. Beni nasıl buldun dedi. Bende rüyamda gördüğünü söyledim. \"Beni bunca zaman sonra neden yaralıyorsun\" diye bağırdı bende onun bu tutumu karşısında çok üzüldüm benimde perişan olduğumu söyleyerek ve istenilmediğimi düşünerek büyük bir kırgınlıkla telefonu yüzüne kapattım. aradan 3-4 hafta geçmiştiki onun bu hareketiyle unuttuğumu sanarak beni istemeye gelen birisinin evlenme teklifini kabul ettim benden 11 yaş büyüktü. Evlendiğim insanlada çok büyük anlaşmazlıklar yaşadım bir kaç kez ayrılmaya kalktım. Zorlu bir çocuğum oldu. aradan 20 yıl geçti çok şükür 1-2 senedir biraz daha iyi anlaşıyoruz. Eski sevgilim arada bir aklıma hep geliyordu. Onu hiç unutmamıştım. ancak bundan 7-8 yıl öncesi onu bir televizyon haber programında bazı itiraflarda bulunurken gördüm. Siyasi bir yanıda varmış bunu bilmiyordum. çünkü onunla çok şeyler konuşmamıştık sadece sessiz kalarak hislerimizi anlatmıştık. orada bazı çetelerin devletle olan işbirliğine tanıklık ettiğini söylüyordu. Bu duruma çok şaşırdım çünkü çok tehlikeliyde öldürülme tehlikesi bile vardı ertesi haftaya sunucu kendisine bir daha ulaşılamadığını, bulunamadığın söylüyordu. Çok korkmuştum acaba başına birşey mi gelmişti. Geçen senelerde bir gün gazetelerde onun yazılarına rastladım. oralarda 3 kızının olduğu da yazıyordu. anılarıyla ilgili bir de kitap yazmış ve telefon numarasıda bulunuyordu. çok merak etmiştim 1 yıl aramaya çekindim ama hep merak ettim. Yakınlarda bir gün cesaret edip aradım. Eski adım ve soyadımla beni tanıdınmı dedim. ama beni tanımadı bu isim bana hiç yabancı gelmiyor dedi. Sonra 20 yıl öncesi ve eski işyerimin adını söyleyince bir Sonra beni aradı okudunmu diye okudum dedim Nasılsın dedi. ağlamaklı bir sesle okurken bazen çok kızdığımı bazen çok üzüldüğümü çok karışık duygular içinde olduğunu söyledim. bana gerçekten çok acılar çektiğini söylüyor ve ihtiyacımın olduğunda her zaman buradayım demişti. Neyse ki 2 gün sonra ben onun sesini duyduktan sonra çok sarsılmıştım. Her çeşit duyguları yaşıyor ve onu özlediğimi hissediyordum. Kendisini aradım ancak ağlamaktan önceleri konuşamadım sonra neden ağladığımı ısrarla heyecanlı bir şekilde sordu. Bende kendisine sesini duyduğumdan itibaren kendisini unutamadığımı çok acı çektiğimi söylediğimde bana şöyle dedi. \"Bunun için beni arayacaksan bir daha arama\" çok incinmiştim onun bu haliyle zaten bir daha asla aramayacağımı ama neden bana bunu bağırarak söylediğimde çok yalnızdım. kimsesizdim, güçsüzdüm, sığınacak bir yer arıyordum dedi. ve bende büyük bir kızgınlıkla ben sonsuza kadar bunu kendim yaşarım hoşçakal deyip kapattım. Sonra o beni aradı konuşacak halim yoktu. Telefonu sürekli kapattım. Sonra mesaj göndermiş şöyle yazıyordu. Kendini topla. ailene SARIL, mantıksız olma, KARDEŞİMSİN, mutluluklar. bu sözleri beni çok yıprattı. Kendimi aşağılanmış evli bir insan olarak aşk dilenen veya yuva bozmak isteyen ama bunu kabul etmeyen birisi olarak düşünüyorum. Kendimi çok aşağılanmış hissediyorum. Ama niyetim bu değildi. Sadece ondan gerçekleri öğrenmek ve teselli bulmaktı. bir hafta sonra kendisine arama demesine rağmen mesaj gönderdim. \"Hislerimizin ortak olduğunu sanmıştım. O günlerde destek olmak ve ayrılmak istememiştim. Hata yaptım yaralıydım, şuursuzdum, üzgünüm. Kendimi toplamaya çalışıyorum. hatan yok. acılarla yanlışlıklar yapılabiliyormuş. Mutluluğun için duacıyım\" diye o günden bu yana beni aramasını özür dileyip nasıl olduğumu sormasını bekledim ama aramadı. Niyetim onunla bir ilişki devam ettirmek değil ama bayramlarda, seyranlarda da olsa bir merhaba deyip birmizimize hal hatır sormaktı. yaklaşık 3 hafta oldu çok kötüyüm delirecek gibi oluyorum. Ne olur bana yardımcı olun. Biliyorum hiç bir erkek için değmez ama ondan böyle bir hareket hiç beklemiyordum. Midem ağrıyor, dudaklarımda uçuklar çıktı kendimi hiç iyi hissetmiyorum. Toplanmaya çalışıyorum ama olmuyor. Beni gerçekten SEVMİŞ MİYDİ yoksa bana acı çektirmemek için bu yola mı başvurmuştu. Beni kırarak belki unutmam daha kolay olabilirdi. Ya da kendisi de çok üzüldüğü içinmi böyle bir şeyde bulunmuştu. Kendi kendime çok sorular soruyorum cevap bulamıyorum. |
Akrabalarımdan Nefret Ediyorum !
|
SanaL Sevgi
Buz gibi bir ekranda sicak bir merhabaydin sen, en gercekten daha gercektin. |
İnsanlari oldugu gibi kabul et,Mutlu ol!
BU YAZI < |
Dostluk nedir?
Herhalde bir gösteriş, birine, aynı cinse, kadınsan erkeğe, erkeksen kadına karşı kendini beğendirme çabası, bir moda, bir gelgeç ruh hali değil... Sempati.. İlgi.. Bağlılık.. Yüceltme.. Taçlandırma... Sorumluluk duyma.. Yürekten algılama. Bakışlarla anlaşma. Ses tonuyla destek verme. Kesintisiz ilişki.. |
saçma sapan düşünüyorum işdee aldırmayın
suan sabaha karşı 05 38 güneşde doğmak üzere birazdan işe gidecem kahvaltı yaptıkdan sora tabiki )) aç gitmeye niyetim yok bu yazıyı yazmak istiyordum epeydir ama kısmet buguneymiş |
Ona Yakisacak Bir isim Bulamadim Henuz..
Sesİne Ve SÖzÜne Hasret
Biliyor musun en çok mektuba başlamam gereken hitap şeklinde zorlandım. Bir başlasam sonu gelecekti eminim! Ama sıradan sözcükleri hiç yakıştıramadım sana, yapmacık sözlere konduramadım seni... Sonra sana hiç mektup yazmadığım aklıma geldi, içim burkuldu, canım acıdı... |
Sevgiliye son mektupppppppp
Bu sana icimden canimdan kanimdan kalbinden koparak yazilacak son mektup.. |
Sen Yine Yoksun
Bu gece yokluğunun dökümünü yapıyorum. Aylar önce sensizliğe yazdığım şiiri okudum, birde dün gece yazdığımı... Hiç fark yok... Neden azalmıyorsun bende? Neden gidişin dün gibi? Neden sana yazdığım her yazı, hep aynı yerde tıkanıyor? Ben bugüne kadar kimseyi yokluğunda bu kadar önemsemedim Kimseyi yokluğunda bu kadar özlemedim... ve şuna emin ol; hiç kimse, yok'ken bu kadar sevilmedi... Benim karşıma "aşk" diye bu sonucu çıkaran, yarım kalmış'lıktan başka bir şey değil, bunun farkındayım.. Ama iyi ama kötü, bitmeli her hikaye! Sen bitmedin. Bitmeyensin.. Ayrılığın adını koyamadık sevgilim. İşte bu yüzden kopamadık birbirimizden bir türlü.. Ben yarım kalan ve adı konmayan hiç birşeyi unutmam...unutamam..... İçimde sızısı kalır. Ya herşey yaşanacağı yere kadar yaşanıp sona ermeli ya da ayrılık sözkonusu olduğunda bir daha kimsenin çıtı çıkmamalı! Biz bunu başaramadık, ayrılamadık! Sen yaşanıp da bitseydin eğer hatrıma gelmezdin. Seni bu kadar yazılası yapan, yarım kalmışlığındır..O gecenin sabahında, ayrılığın aklına nerden geldiğini biliyorum... Anlamıştın benim soyut' a tutkun olduğumu... O yüzden gittin kim bilir... Sevilmek için, güzel hatırlanmak için, kayıplara karışmayı tercih ettin... haklıydın belki de... Olağan hiç birşeyi sevemedim ben hayatım boyunca..... Herkesin,her an yaşadığı hiç birşeyi benimsemedim... Ben yaşadığım hiçbir aşkı hayatın akışına bırakmadım. Bunu yapanlar her zaman kaybeder... Zaman denilen kavram düşmanıdır aşkın... eğer ortada aşk denen bir şey varsa, ne yapıp edip zamanı durdurmalı. Biz bunu başaramadık.... oysa bu o kadar zor bir şey değildi sevgili... Farklı bir dokunuş,ağızdan çıkan ve bugüne kadar kullanılmamış bir söz yeterdi zamanı durdurmaya..... Ben, aşktan söz açıldığında zamanı durduramayan kimseyi sevemedim... Ondandır belki de varlığında sevemediğim insanları, yokluğunda düşlemek.... Belki de onandır, yanındayken yüreğinin gurbetine düştüğüm bir sevgiliyi, sılasında özlemek.. Yokluğun hiç de adil değil... beni yok ediyor, seni var ediyor sevdiğim..Evet seviyorum seni varlığına rağmen! Üç mevsim değişti bu şehirde ama ben varlığınla-yokluğunun tezatını çözemedim... Artık seni yaşamak istemiyorum! .... öyle bir sen yarattım ki sen yokken, yaşanıldığı an yitirir anlamını... sen yokken yarattığım sen, yasakladı sana dokunmamı... Sana düşman bir sen var içimde.... seni senle savaştıryorum, olan bana oluyor... Gidişin beni yaralamadı, aksine daha bir sevilir hale geldin... Varlığındaki seni, yokluğundaki sen kadar sevemezdim... "Keşke sen yanımda oslaydın,keşke bir şeyler yapıp da seninle zamanı durdursaydık" diye hayıflanmıyorum artık..... Her ne kadar adı konmasa da bir kopuşun, her ne kadar vazgeçmeyi beceremesek de, ayrılık ihtiyaçtandı bu hikayede.... Yazık! son sözü zaman söyleyecek... Yazık! bu sefer hayatın acımasız akışına bıraktık aşkı... Ben senden kalan ayrılığa bile yas tutamıyorum adam gibi! Bunu engelleyen senin varlığın... ben bunca zaman yokluğundaki senle hayatı paylaşsaydım ve böyle bir senle ayrılığı yaşasaydım, hiçbir şiir kolay kolay hayata döndüremezdi beni... işte bu kadar güzeldir senin yokluğun... işte bu kadar ayrılğına üzülmemi engelliyor varlığın..... VARLIĞININ CANI CEHENNEME, YOKLUĞUNU ALMA BARİ..... Ve unutma seninle asla helalleşmiyorum. VARLIĞININ CANI CEHENNEME!!! |
senden vazgeçmek istiyorum
Sana sımsıkı sarılmak istiyordum... Ah bir görsem, bitirsem içimdeki özlemini bu kadar zor gelmeyecekti senden, sevginden vazgeçmek... Nasıl olsa alışkınım ya seni görmemeye, galiba böyle de başarabilirim... |
Benden Sana
Oyunlarim Vardi:((
Şanslı çocuklardanım. Beni seven annem ve babam vardı. Dışarda oyun oynama devriydi |
Bir sanal mektup.................
Kandırma kendini; okudukların sadece soğuk harfler. |
