24 Mayıs 2007 Perşembe

Oyle Bİr Şeysİn Kİ

Bir dilin bütün sözcüklerini kullansam, seni tarif edemeyeceğimi biliyorum, Ulaşılmaz oldun hep, dokunmak, hissetmek ve dolu dolu yaşamak isterken seni... Kocaman bir yalnızlıktı payımıza düşen, payıma düşen her şeyi erteledim... Ama erteleyemediğim bir şey vardı, sana benziyordu

Su olsan; dokunduğumda bozulurdun, bozulmayan birşeydin... Gidilecek bir yer olsa; sonu olurdu, sonu olmayan birşeydin... Uykuda görülecek bir rüya olsa; uyanırdım, beni rüyamdan uyandırmayacak birşeydin... saçların olsun istiyordum, ama bahtım değildin... O gün seni gözlerinden , üç ırmağın birleştiği yerinden öpeyim desem, Aklıma ırmaklar gelir... Düşünki yılan dağından aşağı iniyoruz Ve dünyada sadece iki kişilik türkü kalmış, onu söylüyoruz... Öyle birşeysin sen... Seni düşündükçe yoruluyorum desem, dünyanın en büyük yalanı olur... Yalanım yok... Bugünden yarına ne kalır bilmem, ama sen kalırsın tıpkı yatağı değişmeyen bir ırmak gibi... Yaşadıklarımız azdı, zamana sığmadık yaşamak isterken her şeyi... Bugün şarkı söylüyorsam; o gün şarkı değil, şarkı gibi seni yaşamak isterim... Halkıma benziyordun, bir yanın göç, bir yanın toprak kokuyordu hep, Gezmediğim yerin kalmadı, bazen yasaklandın bana, bazen bir şuç gibi boynumda taşıdım seni... Yedi telli sazımla bile anlatamadım, Sen bir uçurum gülüydün; ellerimi her uzattığımda bin kırıkla geri döndüm.. Yasaların bile tanımlayamadığı bir şeydin... Haritalara sığmazdın, her ülkede bir başka gülüyordun... Uzundun, inceydin, dokunduğumda nereli olduğumu seninle hatırlardım, Bana hep kendimi hatırlatan birşeysin sen... Uzaksın, yakınsın, özlenensin, Ama bugün değil, yarın gibi birşeysin sen... Bugün herşeyi değiştirmek için çabalarken, sen değişmeyen olarak duruyorsun karşımda... Kabul ediyorum, dünyaya bu kalsın ama sen bilme, Dünyada kaç iklim, kaç zulüm, kaç ölüm var, Bir seni bunların karşısına koymak nasıldır bilemezsin... Bilme.... Bugün her ölümle biraz ölürken, seni düşündükçe hayata dönüyorum yeniden... Gecenin en karanlık yerindeyim, bir sigara ateşinin aydınlattığı kadar ışık bile olsan, Yinede seviyorum seni... Sadece benim seni anladığım, kimsenin unutmamak için defterine not düşmediği, Ama hayatımda hep bir dipnot olarak kalan kendi yasaklarım gibi, unutmuyorum seni... Dağları delmiyorum, inmek istiyorum oralardan... Hepiniz gibi aynada saçlarımı taramak, Günaydın der gibi sokağa fırlamak ve şarkı söylemek istiyorum... Adına aşk diyorlar, gelecek diyorlar, bana yetmiyor... Her şarkımda sana bir adım daha yaklaşmak istiyorum... Bir başka dilden seviyorum seni... Gelincikler gibi bir mevsim değil, Dört iklim, köşe bucak... Kim ne derse desin geri dönecek yerim yok... Bir kentin ortasında, çığlık çığlığa bağırarak tek başıma kalsamda... Yinede seviyorum seni... Bu bir suç duyurusudur... Kendimi ihbar ediyorum...

0 yorum: