Sene 1956 Kandilli Kuleli Askeri Lisesi'nde sabah etüdündeyiz. Sınıfta birden bir çığlık koptu. Öğretmen masasının üzerinde iki kedi kavga ediyorlardı. Birbirlerini ısırıp pençeleri ile darbeler vuruyorlardı. Hepimiz şaşırmıştık. Daha sonra gülüşme, hatta katıla katıla gülmelere dönüşen şaşkınlığa karşın kediler kavgalarını sürdürüyorlardı. Birden sınıfa nöbetçi öğretmen girdi. Gülmeler ansızın kesildi. Nöbetçi öğretmen de şaşırmıştı. Bu arada kediler de masadan yere adayarak öğretmenin ayakları arasından geçerek kapıdan çıktılar. Öğretmen sert bir tonla: - Sınıf temsilcisi! Şaşırmış bir vaziyette ayağa kalktım. Ne diyecektim! - Buyurun hocam. - Hasip, bu ne kepazelik? - Bilemiyorum hocam, ders çalışıyorduk. Gürültünün geldiği yere bakınca kedilerin masanın üzerinde kavga ettiklerini gördük. Siz kapıdan girince de odayı terk ettiler. Hoca hâlâ kızgındı. Ses tonunu biraz daha artırarak "Ne demek, anlayamadım. Siz ders çalışırken iki kedi anlaşarak masanın üzerine çıkıp bütün sınıfın karsısında bir birlerini öldürecek şekilde kavga ediyorlar. Ben gelince de kaçıyorlar. Bu mümkün mü?"... Ben başımı öne eğmiş düşünüyordum. Çok sevip saydığım öğretmenime karşı mahcup olmuştum. Öğretmenim sınıfı terk etmişti. Sınıfa baktım, çıt çıkmıyordu. Aradan iki üç dakika geçmişti ki, sınıfın en yaramaz öğrencisi Turgut, öğretmen masasının altından çıkarak masasına doğru gidiyordu. Yanımdan geçerken kolundan tuttum "Anlat Turgut bunu nasıl yaptın?" dedim. - Etüde gelirken pencerenin önünde iki kedi sevişiyorlardı. Bunları nasıl düşman edebilirim diye, düşündüm. Aklıma bu muziplik geldi. Kedilere evvela ekmek uzattım. Yanıma gelince, ikisini de kucağıma alarak sınıfa getirdim. Hepiniz ders çalıştığınız için beni fark etmediniz. Ben de kedileri öğretmen masasının üzerine koydum. Masanın altına gizlenip, kuyruklarını üst üste getirerek sıktım. İki kedi de acıyı, diğerinin verdiğini zannederek önce hırlamaya, sıkıştırmayı artırınca da kavgaya başladılar. Bütün sınıf kahkahaya boğuldu. Gülme birden kesilince, nöbetçi öğretmenin içeri girdiğini anladım ve kuyruklarını bıraktım. Kediler de kaçtılar. Özür dilerim benim yüzümden zor durumda kaldın. O gün ve bu gün, nerede bir kavga görsem; canı acıyan başka, canı acıtan daha başka, seyirciler bambaşka oluyor.
Mavi forum |
0 yorum:
Yorum Gönder