Küçüktüm, fırlamaydım, asiydim, deliydim... Kısacası haşereydim... Erhan diye bizden büyük, kuvvetli bir arkadaşımız vardı. Karşı koyamadığımız için hep dayak yerdik. Ama hiç bir zaman o dayağın altında kalmazdık. Bir gün yine Erhan, ben ve arkadaşım Levent'i iyice bir hırpalamıştı. Bizde ondan öcümüzü almak için başladık düşünmeye. Erhan çevreci, doğa hayranı bir çocuktu. Kuşları, hayvanları, çiçekleri, ağaçları çok severdi. Zarar verenleri döverdi... Yerde bir arı yuvası görmemizle kafamızda ampüllerin parıl parıl parlaması bir oldu.... Yuvayı poşetlerle kapattık, iyice tıkadık. Arıların vızırtısı artık duyulmuyordu bile. Hemen Erhan'ı çağırdık: "Erhan abi... Erhan abi.. Koş gel hemen! Zavallı örümceklerin yuvasını kapatmışlar! Yetiş!" Erhan o koca vücudu ile koşarak geldi ve "Hangi ip.e yaptı bunu!!!" dedi biz de "Bilmiyoruz abi" dedik, içimizden kıs kıs gülerek... Erhan hemen yuvayı kurcalamaya başladı, yavaş yavaş çıkardı poşetleri ve o an ne olduysa oldu! Arılar delirmiş, dışarıya cepheden fırlayan askerler gibi doluştular... Çıkan her bir arı Erhan'ı sokmaya, Erhan da koşarak ağlamaya başladı... Eve gidene kadar bayağı bir yara almıştı. Gerçi biz de nasibimizi aldık arılardan ama olsun, Erhan'dan hıncımızı aldık ya yeterdi bize... Bu arada o gün Erhan'ı hastaneye kaldırmışlardı, Erhan'cım geçmiş olsun :P
Mavi forum |
0 yorum:
Yorum Gönder