Sen giderken,yudum yudum izlemekti belki de gidişini. Büsbütün anlamını yitirmiş pazar sabahlarında uyanabilmekti;hala anlam veremediğim o gidişinin yıkıntılarının altında belki de... Efkarlanmanın,düşünmenin,müzik dinlemenin yasak olduğu o gidişinin hemen ertesinde,herşeye inat,çekilen bütün acılara,anlamını yitirmiş hayata,gereksiz sabahlara,uyanmalara,akşamlara,kararan umutlara,yakılan sigaralara nispet derinlerde bir yerlerde 'seviyorum'diyebilmekti belki de... Bir nöbet kulübesinde,buzlu camlar ardından sana dair tir tir titremekti.Ya da bir istanbul sabahı-beşiktaş mıydı yoksa(?)-avazı çıktığı kadar bağırmak,ciğerlerini parçalarcasına koşmak mıydı acaba...(?) Yıllar sonra bir mayıs sabahı,derin bir solukta duyumsayabilmekti;artık sansiz geçecek hayatı sevmeye çalışmak belki de... Ya da...Yeniden sana başlayan bir hayata dönme ve sana ulaşabilme çabalarının tümü müydü acaba...(!) Lütfedip birşeyler yazmanı beklemek gibi cahil düşünceler,aşağılık duygular içinde sürse de hayat,aşılmaz gurur dağlarına takılıp kalmadan,sevdaya ve sana dair yalnızlıklarda,azgın migren nöbetlerinde,girilmiş cikmaz yollarda dahi hala ruhumun kuytu derinliklerinde 'seviyorum'diyebilmektir. Tutunmak için uğraştığın hayata öylesine bakabilmektir. Uğruna soyutlarından geçtiğin somutlara alaycı,tepeden,vurdumduymaz bakabilmektir. Hatta...Yazılacak bir kaç cümle bulabilmektir. Yine de üstüne alınma senden bahsetmiyorum.
Mavi forum |
0 yorum:
Yorum Gönder