Kandirma kendini; okuduklarin sadece soguk harfler. Baktigin sey kagit degil, yazilarsa eski, guzel kalemlerden cikmis satirlar degil. Hayat artik daha kolay; masanin ustunde biriken kagit yiginlari yok, kaleminin murekkebi bitmiyor, gomlek cebinde ise lekeler olusmuyor artik... Dayanmaya calisiyoruz, ama kolaylik her zamanki gibi ezip geciyor. Dusunceleri, duygulari okumak icin para odemek zorunda degiliz aldigimiz bir kitap ardindan. Hatta bu satirlari yazarken arka planda calan "mp3" melodileri dinlerken ben de o melodilere emek harcayanlari hice sayabiliyorum... Orta yasi coktan gecmis biri olarak nostaljinin "kizil" renginden kopmamaya calisiyorsam, benden daha "buyukler" olarak aranizdan birkac kisinin isi cok daha zor. Kitap kokusunu alamamanin buruklugu ve elinde "somut" bir sey tutmadan fikirlere ulasmanin "garip"ligi dolasiyor etrafimizda... Kitaplar da gidecek, biliyorsunuz degil mi? Yavas yavas agirliksiz ve bedensiz dusunceleri okuyacagiz. Okurken de yazanin el yazisindan kisiligini anlama luksunu kaybettigimizi fark edecegiz. Onumde "17 inch" bir "kagit" ve ellerimin altinda 106 tusun 30 - 35 tanesinin disindakilerini pek kullanmadigim bir kalem var. Arkamda duran eski" ve "guzel" kitaplara sirtimi donmus yaziyorum. Her sey daha kolay ve cabasiz� Gozlerimi hafif saga kipirdattigim zaman kimlerin bu "sanal" dunyanin icinde gezindigini gorebiliyorum. Onlar bir sandalyede otursalar da artik orada degiller. Yumusak hatli nesnenin uzerindeki tuslara dokunarak dunyanin baska bir ucundaki, nerede, nasil durdugunu bile bilmedikleri ve hatta dusunmedikleri bir bilgisayarin "HardDisk" ini calistirip oradaki "birler" ve "sifirlar"dan nasiplerini aliyorlar... 1024 "carpi" 768 pikselden olusan dunyanin icerisinde varolmaya cabalarken, bunun bir eglence ve zaman gecirme araci olduguna kendimi inandirmaya calisiyorum galiba. Dusununce "Matrix" fena fikir degilmis gibi gelmiyor ara sira... Kaciyoruz galiba "her sey" den buralarda. Somut olamayan insanlar ve somutlasmak istemeyen dusunceler ucusuyor etrafta. Iletisim yanip sonen "imlec" anlamina geliyor aslinda ama ne cok duygular yukluyoruz sinirli harflere ve silikce duran satir sahiplerine. Yaratmanin uzaginda dolasirken, diger yandan da yarattigimizi sanip "ASCII" gullerle ilan-i ask ediyoruz sanal guzelliklere... |
0 yorum:
Yorum Gönder