18 Nisan 2007 Çarşamba

Mutlulugun Yol Haritasi

Mutlulugun Yol Haritasi

�Pek coklari mutlulugu insandan daha yuksekte ararlar. Bazilari da daha alcakta . Oysa mutluluk insanin boyu hizasindadir� Konficyus

Nazim Hikmet�in Abidin Dino'ya dedigi gibi, belki mutlulugun resmi yapilamaz ama hariitasi cizilebilir diye dusunuyorum. Biraz garip ve tutarsiz da olsa, sonucta cizilebilir.

Mutluluk bazen kucuk bir hediye, bazen bir bakis, sicak candan bir el, cocugumuzun aldigi diploma vs. olabilir. Mutluluk nerede, nicin ve nasil algilandigina, kisisine, yerine ve zamanina baglidir. Ama en onemlisi mutluluk insanin icindedir.

� Rivayete gore; bir gun tanrilar bir araya gelmis ve mutlulugu nasil saklasalar da insanlik ona erisemese, bulamasa diye tartisiyorlarmis...

Daglarin tepesi, denizin dibi, gunese veya aya derken, insanligin meraki ile tum buralara ulasip mutlulugun bulunacagi konusunda hemfikir olmuslar ve bu arayislarina cozum bulamazken, iclerinden bir tanri:

Insanin icine saklayalim, oraya bakmayi akil edemezler demis... "Suna inaniyorum ki, servet, guc yada guzellik baslibasina bir mutluluk saglamaz. Mutluluk ancak esler arasi gercek bir sevgi, diyalog ve guvenle yakalanabilir. Evli olup da kisinin tek basina mutlulugu soz konusu zaten olamaz.

Son yillarda yapilan ciddi anket ve arastirmalarda, sonuclar bilinen tekrarlarin aynisi. Elindekiyle yetinmesini bilmeyen yada kendi icinde mutlulugu aramayan insanin, dunyayi da bagislasan mutlu olma sansi yoktur.

Mutluluk.
Kucuk ve az seylerle yetinmek, elindekiyle mutlu olmasini bilmektir. Beklenti ve isteklerinizi abartmadan sinirli tutmak, ic ve aile ici huzurun mutlulugu icin neden sayilabilir. Disa donuk gosteris, moda, luks, san, sohret yada salt mevki, para gucu gibi degerler mutlu olmak icin yeterli bir neden sayilmaz...

Hayat bir sinavdir, sahip olmak istediklerinizle degil, elinizdekiyle mutlu ve huzurlu olmanin yollarini ogrenin. Cunku mutluluk mutlu olmayi arzu eden ve buna gayret edenlerin hakkidir. Evlilklerde mutluluk ancak eslerin bir omur el ele, yurek yurege vermesi ile gerceklesir. Bir basina kimsenin solugu buna yetmez...

Onemli olan sorumluluklarinizin bilincinde olmak. Tartismalarin, kavgalarin esiri olmadan, seviyenizi ve aklinizi kullanmayi ve korumayi ogrenin. Belki, bunun acinizdan pek kolay olmadigini dusunuyorsunuz, dogru ama imkansiz oldugunu soyleyemezsiniz. Dikkatlerinizi geleceginize yonelterek planli, programli ve kararli davranarak istekleriniz dogrultusunda hareket etmeyi gerceklestirebilirseniz, mutlu olmamaniz icin hic bir neden kalmaz. Cunku emek verilmeden, caba harcanmadan hic bir sey kendiliginden olmaz.

Seviyenin onemi burdandir. Sorumlulugunuz bu yuzden cok onemlidir. Birliktelikler sorumluluk gerektirir. Cunku mutlu ve huzurlu evlilikler saygi ve yontemlere baglidir. Bazen kucuk bir hatanin bile buyuk sorunlara donustugu bir arena olabilir.

Etrafiniza bakip bir dusunun lutfen. Bu kisa sureli yasam icin bu kadar kiricilik, bu kadar gerilim, bu kadar sikintiya, inada gerek var mi?

Nedense bir cok insan anlayisin, dinleyisin, hosgoru, saygi, sevgi ve geleceginin yerine salt inadi koyarak yasamini surdurmeye calisiyor. Ve o aciyi hem kendisi cekiyor, hem de baskalarina cektiriyor.
Evliliklerdeki mutsuzluklarin baslica temel nedenleri bence dusuncesizlik, cehalet, hosgorusuzluk, ailede aldigi kultur ve en kotusu de sacma sapan inatlasmalardir.

Bunun Hollanda da yabancilara yardim amacli sosyal bir kurumda calistigim sure icerisinde Turk ve fasli aileler arasinda daha yogun bir sekilde yasandiginin ayirdina vardim. Bu bir anlayis, yetisme tarzi ve kultur meselesi degil midir sizce?

Dusununki, ne kadar yasayacagimizin belli olmadigi bir dunyada, omrumuzu hargur icerisinde gecirmenin bir anlami var mi?. Insan olarak herkesin sevgiye, mutluluga, anlasilmaya, guvene, insan gibi yasamaya hakki ve ihtiyaci var. Butun bunlari hakketmek icin de oncelikle kotu huylarinizdan vazgecip, ozveride bulunabilecek bir caba icine girmelisiniz.

Mutluluk yada mutsuzluk denince nedense akla ilk gelen evlilikler oluyor. Evli ve mutsuz ciftlere oncelikle sunu soylemek isterim. Evlilik kurumunuza saygi, guven, sevgi, hosgoru, aciklik, durustluk, alcak gonulluluk gibi, biribirilerini anlama, dinleme anlayisini ve icselligini yerlestiremezseniz, bilmelisiniz ki, hic bir tutum yada davranis sizin mutlu ve huzurlu olmanizi saglayamaz...

Evlilik kurumu her zaman saygi duydugum ve genel toplum duzeni acisindan olmasi gerektigine inandigim aile birligidir. Ancak bizim gibi geri kalmis toplumlarda 15 � 20 sinde evlenen genclerin, gelecekleri hakkinda oyle bilincli ve uzerinde uzun boylu dusunmedikleri bir gercek. Cunku gencligin de tozpembe hayallerinin zamani ve budalalik donemleridir. Butun bir yasami kurban vermek fazlaca onemli degildir o donemlerde onlar icin. Zaten akillari baslarina geldiklerinde is isten gecmis olur.

Istikrar, denge, ictenlik olmayan hic bir evlilik yada iliskide iyi ve mutlu bir gelecek beklemek hayalden oteye gecmez. Kadin yada erkek, mutlu olmak istiyorsaniz. Kisir, gereksiz tartisma ve cekismelerle yasaminizin kararmasina izin vermeden ve karsi durarak, yuvanizda saygi, sevgi ve uzlasma kulturunun egemen olmasini saglamalisiniz. Bu ugurda cok zor sinavlar vermek zorunda kalabilir siniz. Ancak her birey ustune dusen gorevi yerine getirerek, kendi payina duseni yapmak icin caba verirse ortada bir sorun kalmaz...

Eger evliliginizde iliskiniz her gun yara aliyorsa, bunun nedenlerini iyi dusunup, bu yarayi tedavi etmenin yollarini bulup ortaya cikarmazsaniz. Hayatiniz boyunca aci cekmek zorunda kalirsiniz. Evlilik insanin hayatinda onemli bir karardir. Insanin siginacagi bir yuvadir. Bu yuvanin kesin kes yipratilmamasi, yara almamasi gerekir.

Bazan ailevi iliskiler arasi olcuyu kacirmadan konusup tartismanin sayisiz yararlari var. bu gun bir cok evliliklerde zorunlu olmadikca konusmamayi yeg tutuyorlar. Cunku iliskiler arasi iletisim yok. Oysa ki psikologlar ulkemizde aile fertlerinin konusup dertlesmedikleri icin bu sebeple ailede bulunmasi gereken sicak iliskilerin dogmadigini bununda aile fertlerinde depresyon stres gibi olaylara neden oldugunun ozellikle altini ciziyorlar.

�Mutluluk gokte zembille inmez. Hakketmesini bilenler icindir� derdi rahmetlik ninem Az ile yetinmeyi bilmek ozenti ve gosterislerden uzak, kendisi olabilmeyi basarmak, mutlulugun hala en temel belirleyicisi olarak bilinmektedir.. Paranin ve ekonomik gucun, guzelligin, goreceli degerler oldugunu unutmamak gerek. Yalniz basina asla ve asla mutlulugun belirleyicisi degildirler.

Oyle veya boyle hayati yasamak, yasami da guzellestirmek gerek. Mutluluk bir cabadir, bir uzlasma kulturudur, kendine guvendir, bir ic derinligi, ic zenginligi ve ic guzelligidir. Mutlu olmak icin her seyi oluruna birakmak yetmiyor, onun icin calisip emek vermek gerekir. Her seyini insan kendi uretmek zorundadir. Mutluluk bize bagislanmis bir eser degildir. Yasami anlamlandirmak icin sevgi almak, sevgi vermek gerek. Cunku insanin varligini, mutlulugunu hissedebilecegi ve hissettirebilecegi tek yer yuregidir.

Mutlu bir yuva kurmayi, mutlu olmayi, mutlu yasamayi herkes arzu ve hayal edebilir. Ama onun gerekliliklerini yerine getirmekse size baglidir. Tabi bu yasadiginiz hayata hangi acidan baktiginiz, gorduklerinizin neresinde durdugunuz, ongorulerinize gore gercek degerlerin neler olduguyla da ilintilidir. �Bir kere evli olupta gozu disarda olan insanlarin kesinlikle mutlu olma sansi yoktur�� diyor bir dusunur.

Oncelikle, mutluluk insanin kendisinin hak etmesi gereken bir olgudur. Bir piyango bileti ile gelse bile yinede dogru bileti almak yada secmekle mutluluga erisilir. Oysa aci ve mutsuzluk her zaman bir maruz kalmadir. Bir haksizliktir, caresizliktir. Mutsuzluk bir aci ve cile cekme halidir. Yoksa kim mutsuz ve bedbaht olmayi ister.

Arastirmalarda, dogru kisilerle, dogru evliliklere odaklanmanin onemini vurgulamadan gecemiyecegim. Mutlak zekadan cok, sosyal zekanin ve sosyal yapinin mutluluga cok daha olumlu katkilar saglayacaginin altini ozellikle ciziyor uzmanlar.

Kavgadan, kargasalardan uzak, hayata gulerek ve gulumseyerek bakabildigimiz saygi ve sevgi kulturumuzu pekistirerek, yasami omuzlarimizda bir yukmus gibi gormedigimiz an, yukumuz hafifleyecektir. Ustelik hayat bize cok daha renkli ve zevkli gelecektir. Yazimi yillar once bir dergide begeniyle okudugum anonim bir yaziyla noktalamak istiyorum. Yolunuz yureginiz kadar aydinlik, ugurunuz ve bahtiniz acik ola...


Mutlu nasil olunur?

�Iyice tanimadan hicbir insana baglanma...
� Diger insanlarin da hakli olabilecegini dusun...
� Seni takmayani sen hic takma, konusmayanla asla konusma...
� Yalanini yakaladigin kisinin duzelebilecegini dusunme...

� Insanlara dogru deger ver, hak etmeyenleri sil...
� Asla donup arkana bakma...
� Sir tutmasini bil...
� Kafanda bitirdikten sonra iki cift tatli soz, iki damla gozyasi icin asla yumusama...
� Seni sevenlerle, kullananlari iyi ayirt et...
� Seni dinleyip anlamaya niyetli olmayanlarla tartisma...
� Emrivaki olusturulan dostluklari kabul etme...
� Eger verdigin sir o kiside kalmiyorsa ikinci bir sir sansi verme...
� Kendini oven insanlardan kac...
� Karsindakinin dogruyu soyledigini varsayma...
� Kendine saygini yitirmene neden olacak hicbir sey yapma...�
-anonim-

0 yorum: