SANAL.... Sıfat grubundan “Gerçekte yeri olmayıp, zihinde tasarlanan, mevhum,farazi, tahmini” diye tanımlanmış Türk Dil Kurumu tarafından yayınlanan Türkçe sözlükte... matematiksel anlamıyla alakadar değilim bu gece... Sanal dünyanın armağanı.. Sanalın getirisi... Sanalın götürüsü, bile diyebilirim... Dile pelesenk olmuş bir kelime sanal... Sanaldan edindiğim arkadaşlarım, sanaldan edindiğim ileti grubum, sanaldan edindiğim kız/erkek gezme arkadaşlarım, sanaldan edindiğim sevgili kısacası içinde kısa süreli ilişkilerde harcadığımız sanal dünyanın insanlarıyla konuşur ve yaşar olmuşuz, fark ettim... biraz geç kaldım, sanıyorum. Aslını isterseniz, biliyorum her zaman ki gibi geç kalmışım... Sanaldan girmişti yaş°°°°°... sanal olarak kalmaya mahkum olarak.... onu kendisi mi tasarlamıştı, yok iken var olmasını mı sağlamıştı... neydi sanalın armağanı iken işkencesine dönüşen, kendinden alıp yalana sürükleyen... SAN Aslında biliyordum ki, bilinen ortaktı... Önce SANıyordun... San, diyordu sana... san... artık insanoğlunun içinde kalan son erdemli varlıktı karşına çıkan. O senin en yüce duygularının esiri olarak şekilleniyordu, camın arka tarafında... arada ki cam, senin gerçeği görmeni engelliyordu. Gözlerinin pusunda yaşıyordun, içinde ki aşkın kavurganlığını... o senin için sanılarının ötesiydi... O senin SAN’ ınındı... AL Ve ALıyordun... En doğal hakkındı almak eylemi... maddiyatın ellerinde her şeyi alabiliyorsan, SANını Almak çok daha kolaydı... bedensel kuvvete, maddi güce gereksinmen yoktu... eğer ki oyunun kurallarında kural isen, Almak basite indirgenmişti... alabilirdin, tüketmeye yönelik olarak... nede olsa almanın cazibesiydi mutlak güç... İlk adımıyla SAN, ikinci adımıyla AL bir bedende dilleniyordu... SANAL olarak çıkıyordu karşımıza... Sanaldan gerçeğe giden tüketim yolunda; gerçek arkadaşlığa, dostluğa ve sevgiye dönüşebilenleri bekliyordu Zihin ve bedenin bütünü insanoğlu... Sanal.... Mk.. |
26 Mayıs 2007 Cumartesi
San-al
Gönderen
Admin
zaman:
00:15
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)

0 yorum:
Yorum Gönder